23 Şubat 2016, 22:03 | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: 06 Şubat 2015
Mesajlar: 7,475
| Susuyorum Dudak kıvrımlarımda parçalanmaya yüz tutarken kelimelerim İki damla yaş bile etmeyen hezimetimle başlıyorum Enkazını toplamaya aşkın Bir tutam sevgiden uzak kalbi avutuyorum koynumda Dehlizlere sürülürken gece Seması çalınmış kuşlara yak…ıyorum kandillerimi Tek cümlelik yıkımlar işliyorum titrekliğime Giderek şiddetlenen bir acı kaplıyor göğüs kafesimin sol anahtarını Firar ediyor işlevini yitiren kirli kan gözlerimden artık Havasız kaldığım sensizlikte An be an içime çekiyorum nikotin efkârını Yutuyorum ebabillerin mirası bu ağıtı çığ boyu Kayıp gözlerinin coğrafyasında zan altında bırakılırken yetimliğim Gözyaşı kabuslarında yanıyor rüyalarım Aşk denen bu işgüzar oyunda dağılıyorum Hükmün ayrılığa vurduğu kum saatinin son zerresindeyim artık Erguvan renginin sıcaklığında dokunuyorum hasretine her lahza İçime oturunca acının en asil hali Soykırıma uğratıp siliyorum içimdeki kanlı tarihi Cinayete kurban giderken umutlarım Sanık sandalyesine oturuyorum Ve ellerimle söktüğüm yüreği delilsiz yargılıyorum Artık aydınlığını yitirmiş kayıp kent gibiyim ufkunda sabahın Bulutların son seferi bu Gri yağmurlar yağıyor damarlarımdan Yaşamak adına bir tutanağım da kalmadı resmi kayıtlarda Yurtsuzluğunda seyyah bir yalnızlığım Son gitmelerinde sevdam meçhul bir sefere Şimdi, hasretini kalemin mürekkebine bırakıp Tükenişi bu güne Acıları yarına Seni yokluğa Umudu ölümsüzlüğe yazıyorum Susuyorum! Dudaklarından kalma elif iniltileriyle Ömrüme biçtiğin gurbete - Ali KOÇ |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |