eg24

Bununla birlikte, Amerika ‘da paylaşılan yeni veriler, 2014 yılında her 68 çocuktan birine otizm teşhisi konulduğunu gösteriyor. Yani son 10 yıla bakıldığında, Otizm katlanarak artıyor.
Araştırmalar, beyaz ırkta ve erkek bebeklerde sayının çok daha yüksek olduğunu da gösteriyor fakat daha dikkat çekici olan bir konu var ve Otizm ‘e bakış açımızı tamamen değiştirebilir. Otizm spektrumunda ki artış, beraberinde ortalama seviyenin üzerinde bir zeka seviyesini de beraberinde getiriyor. Bu oran 2012 yılında %30 civarıyken, günümüzde %50’ye dayanmış durumda.

Otizm ‘in tanımı genelde sosyal ilişki kuramama, sözlü iletişim kullanamama, değişimleri tolere edememe ve aşırı hareketlilik gibi belirtilerden anlaşılıyor fakat araştırmacılar, artık bunun anlaşılmasının gittikçe zorlaştığı konusunda hemfikirler. Çünkü bu çocuklar artık bir çoğumuzdan daha zekiler ve bilişsel kabiliyetleri de oldukça yüksek.

Birinci yy ‘ın ortalarına kadar adı bile konamayan Otizm, ilk kez Dr. Leo Kanner tarafından tanımlanmış. Aslında hala tam olarak çözümlenebilmiş değil çünkü nedenleri hala bilinmiyor. Hatta bir hastalık mı değil mi o bile belirsiz. Gerçek olan şu ki, Otizm bir gelişim bozukluğu değil.

Örneğin, öğrenme zorluğu çekmiyorlar ve bizden farklı şekilde öğreniyorlar. Sadece bizlerle olan ilişkilerinde sorun yaşıyorlar. Evcil hayvanlarla veya diğer otizmli bireylerle anlaşabiliyorlar. Doğru yaklaşım ve iyi bir eğitimle, kabiliyetli birer bireye dönüşebiliyorlar.