eg24

Şahiner, son yıllarda insanların artık daha izole ortamlarda yaşamaya başladıklarını ifade etti.

Çocuklara aşırı korumacı davranıldığını, evlerde hijyen hassasiyetinin giderek arttığını vurgulayan Şahiner, “Hijyenle çocuklarda mikrobik hastalıkların görülme sıklığı belki azalıyor. Ancak mikroorganizmalardan uzaklaşmak vücudun savunma sistemini de aynı zamanda olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

Aşırı titiz ve korumacı davranışların faydadan çok çocuklara zarar verdiğini vurgulayan Şahiner, şöyle devam etti:

“Kırsal bölgelerde yaşayan çocuklarda alerjik hastalıklar çok nadir görülüyor. Çünkü onlar erken yaştan itibaren sürekli mikrobik ajanlarla iç içe. Sadece hastalık yapan mikroorganizmalar yok, ihtiyacımız olan mikroorganizmalar da var. Kırsaldaki çocuk, küçük yaştan itibaren bunlara maruz kalıyor ve bu da vücut direncini arttırıyor. Alerjik hastalık girişimine de engel oluyor. Aşırı korumacı yetiştirdiğimiz, sürekli hijyene maruz kalan çocuklarda alerjik hastalık riski artıyor.”

ÇOCUKLARDA ASTIM BELİRTİLERİ

Şahiner, alerjik hastalıkların birbirleriyle ilişkili olduğunu, bağımsız değerlendiremeyeceklerini ifade etti.

Çocuklardaki alerjinin erken çocukluk döneminde ilk olarak gıda alerjisi şeklinde ortaya çıktığını anlatan Şahiner, şunları kaydetti:

“Çocuk biraz büyüdüğü zaman sürekli öksürük, hırıltı atakları başlıyor. Bu devam ettiği zaman buna biz ‘astım’ adını veriyoruz. Çocuk daha da büyüyünce bahar aylarında hapşırık, nezle şeklinde şikayetleri devam ediyor. Buna da ‘alerjik nezle’ diliyoruz. Tüm bunlar aslında birbirleriyle ilişkili. Eğer grip, nezle geçiren çocukta öksürme haftalarca devam ediyorsa, bu öksürük kuru bir öksürük şeklindeyse, bir hırıltı öksürüğe eşlik ediyorsa ayrıca ailede astım, egzama olan biri varsa bu çocuklarda astımdan şüphelenmeliyiz. Aynı zamanda çocuk örneğin temizlik deterjanlarının neden olduğu kokuda ya da çok güldüğü veya koştuğu zaman arka arkaya öksürüyorsa, hemen nefesi daralıyorsa bu durumda alerjik hastalık habercisi olabilir.”