buse

Sosyolojide, tüketim kaynakları almak, kullanmaktan çok daha fazlasıdır. İnsanlar elbette hayatta kalmak için tüketiyorlar, ama günümüz dünyasında, kendimizi eğlendirmekten, başkalarıyla zaman ve deneyimlerini paylaşmanın bir yolu olarak tüketiyoruz. Sadece maddi malları değil, aynı zamanda sanat, müzik, film ve televizyon gibi hizmetleri, deneyimleri, bilgileri ve kültürel ürünleri de tüketiyoruz. Aslında, sosyolojik perspektiften bakıldığında, bugün tüketim sosyal hayatın örgütlenme ilkesidir. Günlük hayatımızı, değerlerimizi, beklentilerimizi ve uygulamalarımızı, başkalarıyla olan ilişkilerimizi, bireysel ve grup kimliğimizi ve dünyadaki genel deneyimimizi şekillendiriyor.
Sosyologlara Göre Tüketim

Sosyologlar günlük hayatımızın birçok yönünün tüketim tarafından yapılandırıldığını kabul ediyorlar. Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman, Batılı toplumların üretim eylemi etrafında daha fazla örgütlenmediği, bunun yerine tüketim etrafında örgütlendiklerini yazdı. Bu geçiş, Amerika Birleşik Devletleri’nde yirminci yüzyılın ortalarında başladı, daha sonra çoğu üretim işi yurt dışına taşındı.
Sonuç olarak, çoğumuz üretmekten ziyade tüketiriz. Herhangi bir günde otobüs, tren veya araba ile işe gitmek; dijital ürün gerektiren bir ofiste çalışmak; çay, kahve veya soda satın almak; öğle veya akşam yemeği için bir restorana çıkmak; kuru temizleme hizmeti almak; bir ilaç deposunda sağlık ve hijyen ürünlerini satın almak; akşam yemeği hazırlamak için satın alınan marketleri kullanmak ve ardından akşamları televizyon izleyerek, sosyal medyadan keyif alarak ya da kitap okuyarak geçirmek… Bunların hepsi tüketim biçimleridir.
Buna ek olarak, genellikle tüketici mallarını, başkalarına hediye verme güdüsü ile veya özellikle de pahalı bir mücevher ile evlenme teklifinde bulunmakta tüketim biçimleridir.