15 Temmuz 2015, 21:03 | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: 07 Şubat 2015
Mesajlar: 6,001
| Sen mi Satacaksın Yoksa Ben mi ? Sen mi Satacaksın Yoksa Ben mi ? Geçim derdi bu ya ! Hoca da sıkıntıya düşmüş. Turşu satıp geçimini temin etmek istemiş. Hanımının hazırladığı lahana turşusunu eşeğine yükleyip düşmüş yola... Mahalle aralarına girmiş. Sokak sokak dolaşıp satmaya başlamış. Onca gün geçmiş. Fakat bir gün olsun Hoca şöyle gönlünce "Turşu.." diye bağıramamış. Ağzını açtığı anda eşeği de ağzını açmış. Hoca'dan baskın çıkıp başlamış "aiii, aiiii..." diye anırmaya!.. Hoca bir türlü fırsat bulup da ağzını istediği gibi açamamış. Günlerden bir gün , Hoca yine turşu satmaya çıkmış. Bir sokağın başına gelip, "Turşu.." diye bağıracak olmuş. Ama eşek her zaman olduğu gibi yine ağzını açıp baslamış anırmaya. Hoca'nın sinirleri iyice gerilmiş. Bir "Lahavle!" çekip eşeğin kulağına eğilmiş. "Hey uzun kulak !" demiş. "Turşuyu sen mi satacaksın, yoksa ben mi?" Cemaatten biri, yatsı ezanını okumak için minareye çıkmış. Kısık sesiyle, ezanı okumaya başlamış. Sesini, minarenin dibindekiler ancak duyabiliyorlarmış. Adam ezanı bitirip, aşağıya indiğinde, Nasreddin Hoca adama: - Okuduğun ezanı burada biz zorla duyduk. Sesinin zayıf olduğunu bilmiyor muydun? demiş. - Hocam, dün hamama gitmiştim. Kimsecikler yoktu. Orada bir ezan okudum ki gümbür gümbür sesim çıkıyordu. demiş adam. - Öyleyse bir hayır sahibi çıkıp da minarenin şerefesine hamam yaptırana kadar, sen bir daha minarede ezan okuma. demiş Hoca. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |