Erkeklerde kozmetik cerrahisi

[eg24]

Iki tip hasta grubu vardir; görselligi meslegini direkt etkileyen, isinde yasliliginin algilanmasinin getirdigi olumsuz etkilerden kurtulmak isteyenler ve bu yüksek rekabet ortaminda yorgunlugun verdigi görünümü tasimak istemeyenler. Çünkü fiziksel görünüm hangi dalda olursa olsun çevreden insanin algilanmasini ve onun is kapasitesini degistirmektedir. Bu durum, daha çok yöneticilerde ve insan iliskilerinin çok fazla oldugu is alanlarinda söz konusudur ve istenen dogal bir tazelenmedir.

Aslinda erkeklere yapilan kozmetik cerrahi amaçli operasyonlar, kadin ameliyatlariyla karsilastirildiginda çok daha azdir. Fakat profesyonel kaygilarla yapilan ameliyatlar degerlendirildiginde, erkek ameliyatlarinin da bölgeler açisindan önemli bir yüzde olusturdugu görülür.

Özellikle belli bir yasa ulastiktan sonra daha dinç görünebilmek, daha fazla enerji yansitiyor olabilmek için özellikle yüz bölgesinde ameliyat talep ediliyor. Bu tazelenme ya da gençlesmeye odaklanmis ameliyatlar daha çok göz çevresine, eger etkilenmisse yüzün alt bölgelerine yapilmaktadir.

Bunun nedeni de yer çekimi etkisiyle zaman içinde yüzdeki yumusak dokularin - ki buna sadece deri degil, derinin altindaki yumusak doku, yag dokusu ve kas da girmektedir - dikey olarak yer degistirmesidir. Böylece özellikle alt göz kapaginda yorgunluk ifadesi veren sarkmalar, üst göz kapaginda ise görüsü ve alt göz asilmisligini etkileyen degisiklikler olur. Buna bazen yanak ve boyun da eslik eder ve bu bölgede yaslanmislik ya da kontür degisikligi etkisi görülür. Buna ek olarak eger kisi sik ya da asiri miktarda kilo alip verdiyse bu etkiler daha da belirginlesir. Çünkü yüzeyi temsil eden deri ve hacmi temsil eden yumusak dokunun birbirine olan baslangiçtaki oranlari degismistir. Bunun ötesinde, eger belli bir hacim fazlaligi söz konusuysa ameliyatla bütün bölgenin zaman içinde cilt alti yag dokusunun azalmasi nedeniyle görülen eksikliklerin düzeltilmesi de gerekebilir.

Profesyonel amaçli yapilan ameliyatlar içinde yüzle ilgili girisimler ilk sirada yer alir. Yer çekimi ve zamanin olusturdugu dikey doku degistirmeleri yasli ve yorgun görünümünü ortaya çikarir. Bu degisiklik, enerji kapasitesi ve talebe degisik platformlarda cevap verme yeterliligini azaltmis izlenimini verebileceginden, kisi profesyonel hayatinda bu negatif etkilenmeden kurtulabilmek için özellikle yüzle ilgili bu taleplerde bulunabilir.

Gözle ilgili yapilan girisimlerin genel prensiplerini ele alacak olursak, bu etkilerin en çok görüldügü yerler göz çevresidir. Genellikle alt göz kenarini olusturan kemik üzerindeki yumusak dokunun asagi seyri dolayisiyla, gözaltinda bir bosluk halkasi ve derin bir oluk olusur. Bunu, göz ve gözün arkasinda yer alan ya da gözün alt dokularini tutan membiranin arkasinda kalan yag dokularinin da öne dogru gevsemesi ve fitiklasmasi izler. Bu durumda torbalanma dedigimiz sorunla karsi karsiya kaliriz. Son 10 yila kadar, bunlarin çözümü daha çok yag torbalarinin alinmasi, eger deri fazlaligi varsa - ki çok nadirdir - bu deri fazlasinin düzeltilmesi seklinde ele alinmaktaydi. Günümüzde bu yaklasim degismistir. Çünkü sorun yag dokusunun artmasi degil, öndeki destek tabakasinin zayiflamasi sonucu yaglarin öne gelmesi ve beraberinde daha öndeki yumusak dokunun dikey olarak asagi kaymis olmasi nedeniyle daha belirgin torbalar halinde ortaya çikmasidir.

Dolayisiyla gerçek çözüm, alta kayan dokunun yukariya asilmasi ve bunun destek olarak düzeltilmesiyle olur. Kaybedilmis yumusak dokunun restorasyonu da çözümün vazgeçilmez bir parçasidir. En iyi sonuç da kisinin kendi dokusu ve kendi hücrelerinin kullanilmasiyla elde edilir.

Bu bölgenin derisinin çok hassas ve ince olmasi, ideal olmayan yabanci madde enjeksiyonunu daha da tehlikeli hale getirir.

Alt göz kapagindaki destek verici dokunun azalmasiyla birlikte, göz kapaginin gerginligi zayiflar, göz beyazi daha fazla görülmeye baslanir ve bu da yorgun bir ifade ortaya çikarir. Buna göz kapaginin kas gevsemesine bagli gerginliginin kaybiyla alt göz kapaginin hilallesmesi diyebiliriz. Bleforoplasti dedigimiz alt göz kapagi ameliyatlari, böyle bir durumu daha da kötülestirebilmektedir. Bunun çözümü, yumusak doku restorasyonu ve gerekirse kantoplasti dedigimiz gerginlestirmeyle birlikte olur.

Üst göz kapaginda ise sikça gözlenen yaslanma belirtisi, deri fazlaliginin yani sira hooding dedigimiz kas ve çevre ünitesinin asagi kaymasi olarak gözlenir. Bu durum da görüsü engelledigi için, vücudun dengeleme mekanizmalari kaslari daha fazla kasarak görüsü açik tutmaya çalisir. Alindaki kas üstü çizgilenmenin artmasinin nedeni de budur. Dolayisiyla üst göz kapagi ve kas ünitesinin birlikte degerlendirilmesi gerekir ve çözüm de hem göz kapagi deri fazlasinin düzeltilmesi hem de kas ünitesi-istirahat konumunun hooding’in düzeldigi seviyede sabitlenmesi ya da asagi inmeyecek sekilde kaldirilmasiyla olabilir.

Birçok olgu sadece deri fazlaligi olarak kendini göstermektedir. Torbalanmaya ya da erimeye bagli göçüklük, bize yanlis olarak normalden daha çok deri fazlaligi varmis izlenimi verebilir. O yüzden buradaki derinin çikarilmasi çogu olguda gerekmemektedir.

Genelde deri pasif bir elemandir ve yer çekimi kuvvetine boyun eger. Beraberinde ayni nedenle elmacik kemigi bölgesindeki dokunun asagi kaymasi, erkekte belirgin olan yanak çizgisinin daha da belirginlesmesi, çok ciddi bir kivrima dönüsmesi seklinde ortaya çikabilir. Burada temel çözüm, bütün bu dokunun çekilmesi ve yumusak dokunun yukari asilmasiyla olur.

Derin dokulara ulasabilmek için kesi hatti yerlesiminin hemen saç hattinda olmasi gerekir. Saç içinden yapilan kesilerde, eger saç hatti normalden daha önde degilse, saç hattini geriye tasimak ve favori hattini kaybetmek gibi ek dezavantaji da vardir. Eger çok gerilemis bir saç hatti varsa, kesi hatti bu sekilde düzeltilmelidir. Asagi yanak bölgesinde sert ve kalin dokunun olusturdugu bir yanak çizgisi ve doku binmesi söz konusu oldugunda, kadindan farkli olarak ileri yas grubunda bu bölgenin direkt çikarilmasi da seçenekler içinde yer alir.

Yumusak doku restorasyonu lokal anestezi kullanilarak da yapilabilir. Bu ameliyat yaklasik 45 dakika sürer. Üst göz kapaginin kas ünitesiyle birlikte restorasyonu söz konusu olursa yaklasik 1–1,5 saatlik bir ameliyattir. Toplam olarak 2,5 saatlik bir ameliyatla göz çevresinde temel restorasyonlar yapilabilir. Yumusak doku restorasyonunda iz kalmaz. Üst göz kapaginda deri çikarilmasi söz konusuysa izi çok iyi tolare edilir. Izin tamamen yok olmasi ise 2–3 ayi bulabilmektedir.