Kötü karne, ögrenci için yeni bir baslangiçtir

[eg24]

Medipol Hastanesi Uzman Klinik Psikologlarindan Neslihan Arici:

Kötü karnenin ögrencinin kisiligini ve genel basarisini gösteren bir araç olmadigini belirten Uzman Klinik Psikolog Neslihan Arici, Kötü karne bu baglamda hayatin sonu degil, tam tersine hayatin basidir” dedi.

Medipol Hastanesi Uzman Klinik Psikologlarindan Neslihan Arici, kötü karne ögrencinin sadece bir yilda aldigi derslerdeki perfomansini gösterdigini belirterek, “Ögrencinin kisiligini, genel basarisini gösteren bir araç degildir. Bu baglamda hayatin sonu degil, tam tersine hayatin basidir. Çünkü kötü karneyle ögrenci hayatinda neleri degistirmesi gerektigini fark edebilir ve ileriki performasini degistirmek için adimlar atabilir” dedi.

Birçok etkenin ögrencinin karnesinde düsük performans sergilemesine veya basarisizligina neden olabilecegini belirten Arici, söyle devam etti: “Bu etkenler arasinda ailenin ögrenciyi ders konusunda kontrol etmemesi ya da çok kontrol etmesi, ögrencinin ders çalisma yöntemlerini bilmemesi, ögrenciye sorumluluk anlayisinin ögretilmemesi, ögrencinin önünde basarili modeller olmamasi ya da çok basarili modeller olmasi, ögrencinin ailesinin ve ögretmeninin ögrenciden beklentisinin yüksek veya düsük olmasi, ögrencide ögrenme veya dikkat sorunun olmasi, ögrencinin içsel motivasyonun düsük olmasi, ögrencinin ders çalisma sonucunda alacagi kazançlarini fark etmemesi, ögrencinin ailesi ve arkadaslariyla olan olumsuz iliskisi, ögrencinin sinif ortamindaki konumu, ögretmenin dersi çok etkin verememesi, dersin zorlugu, yer almaktadir.”

Anne-babalar dikkat!

Karnedeki zayiflari degerlendirmede anne-babalara çok is düstügünü hatirlatan Arici, dikkat edilmesi gereken noktalari söyle siraladi:

• Ilk olarak aile karnesinde zayiflar alan ögrenicinin zayiflar almasina etki eden nedenleri gözden geçirmelidir.

• Karnede zayif notlarda ailenin kendisinin sebep oldugu etkenler varsa (Çok baski yapma ya da hiç ilgilenmeme, sorumluluk vermeme, yüksek veya düsük beklentili olma, olumsuz iliski kurma) aile bunu kendileri ele almalidir. Iyi model olmak her zaman ögrenciyi olumlu etkilemektedir.

• Karnedeki zayif notlarda ögrencinin yaptigi yanlislar varsa (Ders çalismama, çok bilgisayar oynama, sorumluluk alamama çalisma sonucunda alacagi kazançlarini fark etmeme) bunlar ögrenciyle konusulmali ve ailecek bunlara çözüm bulunulmalidir.

• Karnedeki zayif notlar için ögrenciye “Sen basarisizsin, hiçbir ise yaramazsin” gibi sözel etiketler ve hareketlerde bulunmamalidir. Bu sözler ögrencinin kendi algisini ve özgüvenini olumsuz etkilemekte ve hatta bir dahaki dönemde daha düsük not almasina sebep olmaktadir.

• Karnedeki zayif notlar için ögrenci fiziksel, duygusal cezalandirilmamalidir. Ceza ögreniciye ders çalismayi ya da basarili olmayi ögretmez. Aksine ders çalismamaya dolayli olarak tesvik eder.

Karnesinde zayif bulunan çocugun yakin çevresine de önemli görevler düstügünü hatirlatan Arici, “Karnesinde zayif bulunan çocuga aldigi zayif notlarin onun basarisiz olmadigini vurgulanmali, fakat zayif not aldigi da fark ettirilmelidir. Çocugun aldigi zayif notlardaki etkenler çocukla birlikte bulunmali ve bu etkenler için çözüm yollari aranmalidir. Çocugun aldigi zayif notlar disinda aldigi yüksek veya orta notlar da hatirlatilmali ve yüksek not almasina etki eden etmenler arastirilmali ve bu etkenlerin zayif notlarda da kullanilmasi saglanmalidir. Çocugun zayif notlar veya yüksek notlar disinda kendisinin basarili oldugu farkli alanlar çocuga kesfettirilmeli ve fark ettirilmelidir” diye konustu.

Karnesi zayif olan çocuklarin tatilinin verimli geçebilmesi için ögrenciler ve velilerin yaz tatilini iyi programlamalari gerekiyor. Psikolog Neslihan Arici, “Bu programin belli süresinde ögrencinin dinlenmesi, rahatlamasi, eglenmesi ve çesitli spor faaliyetlerinde (yüzme, basketbol) bulunmasi gerekmektedir. Çünkü tatilin anlami, dinlenme, rahatlamadir” dedi.

“Ders çalis” emri baski yaratir

Velilerin kendi baslarina program yapmamalari gerektigini aktaran Arici, bu programinin belli sürelerinde zayif not alinan derslerdeki eksiklikleri telafi etkinliklerinin de yer alabilecegini vurguladi.

“Hiçbir insan emir etkinligiyle yaptigi iste istekli olmaz ve yaptigi isi ögrenmez. Sadece baskidan yapar ve baski geçtiginde tekrar eski davranisina geri döner. Kisaca o konuda sorumluluk almayi ögrenmez” diyen Arici, sunlari kaydetti: “Bazen ‘ders çalis emri’ baski yarattigi için bireyi ders çalismadan sogutur. Çünkü hiçbir çocuk ve birey kontrol edilmek istemez. O yüzden çocugu bu emirlerle kontrol etmek yerine çocuga ders çalismasini motive edecek ortamlar, durumlar çocukla birlikte olusturulmali ve çocuga kendini kontrol etme davranislari kazandirilmalidir.”