Birakin Çocuklariniz Çocuklugunu yasasin

[eg24]

DBE Davranis Bilimleri Enstitüsü, çocuklarin hak etmedikleri ve sonuçlarini kaldiramayacaklari davranislara maruz kalmalarinin sadece kötü muamele ile degil, onlari reklam malzemesi yapmak, “büyümüs de küçülmüs” rollerde cesaretlendirmek, TV’lerde gösteri dünyasinin hizla tüketilen malzemeleri yapmaktan çekinmemekle de oldugu konusunda ebeveynleri uyariyor.

Çocuklar, biz eriskinlerin ne oyuncagidir ne projesi… DBE Davranis Bilimlere Enstitüsü Çocuk ve Genç Psikolojik Danismanlik Merkezi Uzman Psikologu Aysen Kayahan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami sebebiyle yaptigi açiklamada çocuklara özgü bayrami olan tek ülke olmakla övünmeye hakkimiz olsa da; bunun bizi, övüncün karsiligi olan dengeli sevgiyi çocuklarimiza vermekle yükümlü kildigini da söylüyor. Aysen Kayahan, bu noktada ebeveynlere önemli hatirlatmalarda bulunuyor…

“Çocuklar bize yasama gücümüzü verirler. Hayatin yenilendigini, çocuklarin sinirsiz, çikarsiz sevinçlerinden fark ederiz. Bazen yasama nedenimizdirler; bazen beklenmedik bir anda bizi fazla ‘büyüklere özgü’ küçük sikintilardan siyirip kendi güler yüzlü dünyalarina aliverirler. Onlara hep kendimizin, ailemizin, ülkemizin gelecegi olarak bakariz. Onlarda gelecegi görmek için elbette birçok hakli nedenimiz vardir. Ancak, günümüzün dünyasinda, çocuklarin hak etmedikleri ve sonuçlarini kaldiramayacaklari davranislara maruz birakildiklarini biliyoruz. Bu sadece yoksulluk, yoksunluk, cehalet, dislanmislikla ilgili bir konu degil. Çocuklar sadece maddi olanaksizliklar ve bilgisizlik nedeniyle büyüklerin kötü muamelesine, ihmaline maruz kalmiyorlar. Çocuga, çocuklugunu travmatik bir deneyim olarak yasatan ve gündelik hayatta kimi zaman görmezden gelinen, hatta bazen alkislanan davranislar da var. Çocuklari reklam malzemesi yapmak, onlari ‘büyümüs de küçülmüs’ rollerde cesaretlendirmek, televizyonlarda gösteri dünyasinin hizla tüketilen malzemeleri yapmaktan çekinmemek, onlari dehset verici bir sekilde, eriskinlerin cinsel oyunlarinin ve görüntülerinin taklitlerini yapmaya tesvik etmek de, ruhlarinda, fiziki siddet uygulamak kadar kalici izler birakir.

Çocuklarimizi sorumlu birer insan olarak yetistirmek, benzerlerine adil davranmayi ögretmek, bizlerin ebeveyn, ögretmen, yönetici olarak baslica sorumlulugumuzdur. Çocuklar bizim ne öfkemizin adresi ne hirsimizin uzantilaridirlar. Çocuklari, bencil arzularinin gerçeklesmesi yolunda baskalarini çigneyip gidebilecekleri, kisiliklerine saygi duymadan onlari harcayip tüketebileceklerini degil, insanca bir paylasim ahlakinin dogrulugunu vurgulayarak büyütmeliyiz. Ebeveyn yaklasimimizdan hükümet politikalarina kadar, çocuklar incelikle, özenle korunarak yetistirmelidirler.

Türkiye’de ve dünyanin birçok yerinde, çocuklarin, çocukluklarini yasamaya zaman, olanak ve ortam bulamadiklarini biliyoruz. Çocuklarin sadece canlarini yakmamaktan degil, ayni zamanda, onlarin ruhlarini da incitmemekten sorumlu olmaliyiz. Çocuklarimizi yetistirdigimiz sekilde bir insanlik hayali kurdugumuzu unutmayalim. Çocuklar umuttur…”