Gözünüzdeki Sarı Noktaya İyi Bakın!

[eg24]

Biliyor musunuz o ufacık ceviz büyüklüğündeki gözümüzün içinde bir sarı nokta var. Eğer cevizle kıyaslarsak, sadece toplu iğne ucu kadar bir noktacık bu sarı nokta.

Gözümüzün arka iç kısmındaki bu iğne ucu kadar bölge o kadar önemli ki; Leonardo bu noktacık sayesinde Mona Lisa’yı yapabildi, Michelangelo Davut heykelini...

Burası, etrafımızdaki dünyayı, çevremizi, sevdiklerimizi görsel bir uyarı olarak algılayan ve beynimizdeki görme merkezine, ana santrale gönderen ultra modern bir algılayıcı olarak görev yapıyor. Tabii ki tüm devletlerin, şirketlerin yüksek teknoloji ürünü radarlarını, algılayacılarını en üst düzeyde korumaları gibi, gözümüzdeki sarı nokta da düşmanlarına karşı en üst düzeyde koruma altında.

Sarı nokta hastalığı Nasıl yaşımız ilerledikçe cildimizde buruşmalar, çizgilenmeler oluyor, benler çıkmaya başlıyorsa; benzer değişiklikler de görmemizin ana algılayıcısı olan sarı noktada ortaya çıkıyor.

Ancak sarı noktadaki bu değişiklikler cildimizde olduğu gibi bize daha olgun bir görüntü kazandırmıyor, aksine görmemizi azaltıyor. Kaç tipi var?

Sarı nokta hastalığının iki tipi var; birincisi kuru tip. Bu tipte sadece renk değişiklikleri, atık madde depolanmaları ve görme hücreleri kaybı var. Bu aşamada destek tedavisi ve sık kontrollerden başka bir şeye gerek yoktur.

Sarı nokta hastalığı çok yavaş ilerliyor, yıllarca aynı safhada çok ani görme azalması yapmadan kalabiliyor. İkinci tip ise, kuru tipte görülen değişikliklere ilave olarak patolojik damarlanmada oluştuğundan kanama, damar dışına protein ve sıvı sızması meydana getirerek ani görme kaybı oluşturan yaş tip sarı nokta hastalığıdır. Kalıcı görme kaybı tehlikesi olduğundan acil olarak tedavi edilmesi gerekir.

Yaş tip sarı nokta hastalığı tedavisinde artık beş yıl öncesine oranla çok daha ileri safhadayız. Elimizde, oluşan patolojik damarları küçülten ve yok eden iki yöntem var. Görme hücrelerini tahrip etmeden sadece patolojik damarları yok eden lazer tedavisi ve buna ek olarak damarlanma oluşumu mekanizmasına baştan engel olarak kanama ve sıvı oluşumunu gerileten göz içi ilaç uygulaması. Klinik duruma göre bu tedavi yöntemlerini birlikte veya teker teker uygulayabiliyoruz. Yeter ki, hastalarımıza zamanında tanı koyarak erken tedavi uygulayabilelim.