Aglayan bebeginizi sakinlestirmenin yollari

[eg24]

Aglamak, bebeklerin dünya ile kurduklari ilk iletisim seklidir. Bebegin her aglamasi onun bir sikintisi oldugunu ifade etmedigi gibi hiç aglamamasi da aslinda verdigi bir mesaj olabilir. Sürekli aglayan bir bebegi sakinlestirmenin en önemi yolu ise onu düzenli emzirmektir. Memorial Atasehir Hastanesi Çocuk Sagligi ve Hastaliklari Bölümü’nden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, aglayan bebeklerin sakinlestirilmesi ile ilgili anne babalara önerilerde bulundu.

Bebegin hiç aglamamasi hastalik göstergesi olabilir

Bebekler için aglamak gülmekten önce gelir. Yeni dogan bir bebek her istegini aglayarak ifade edebilir. Bebegin her aglamasi, mutlaka bir sorun oldugu anlamina gelmez. Bu durum aileyi tedirgin etmekle birlikte; tibbi açidan bakildiginda aglamayan bir bebek iletisim de kurmayan bir bebek anlamina gelir. Örnegin bazi hastaliklarda bebegin aglamaya bile gücü olmayabilir. Ciddi bir yeni dogan sariligi geçiren bebekler görüntüde çok uslu durur ve devamli uyurlar. Aileler de farkina varmadiklari için bu durum tani konmasini geciktirebilir.

Anne sütü bebegi sakinlestirir

0-6 ay arasi bebeklerin sadece anne sütü ile beslenmesi uygundur. Bu dönemde özellikle ilk 3 ayda her agladiginda bebegin emzirilmesi hem bebegi sakinlestirir hem de anne sütü üretimini artirir. Anne sütü alan bebeklerde beslenmeye saat düzenlemesi yapilmasi, ilk 3 ay için uygun degildir. Bebekler 0-3 ay zaten annesi ile kendisini ayni canli olarak görür, yani farkli bir birey oldugunun farkinda degildir. Beslenme ihtiyaci oldugunda da bunu geciktirmek yani her istediginde bebegi emzirmemek bebekte güven sarsici bir etki yapar.

Bebeginizle sert bir ton ve yüksek sesle konusmayin

Dogum öncesinde isitme hissi olan bebekler dünyaya geldikten sonra da her seyi çok net duyabilirler. Aglayan bir bebekle mutlaka yumusak bir tonda konusulmalidir. Daha önceden alisik oldugu için anne veya babasinin sesi, bebek için sakinlestirici etki yapacaktir. Dogum öncesi dinletilen müzikler de dogum sonrasi bebekleri rahatlatir, kendilerini güvende hissetmelerine yardimci olur. Televizyon ve bilgisayar ekranlar ise bebekler üzerine negatif etki yapar. Konusma ve davranis üzerine de olumsuz etkileri oldugu için 2 yas sonuna kadar çocuklari televizyondan uzak tutmak gerekmektedir.

Yatis pozisyonu önemli

Koku duyusu da yeni dogan bebeklerde belirgindir. Agladiginda anne kucagina alindiginda anne sütü kokusu duyacak ve aç olmasa bile rahatlama hissedecektir. Bebekler kol ve bacaklari ile bir yere temas ettiklerinde de sakinlesir. Anne karnindakine benzer bir konumda yatirilmalari; yani yüz üstü, basi yan duracak konumda kol ve bacaklar gövdeye çekilmis halde yatmalari onlari sakinlestirir. Ama bu yatis sekli kesinlikle gece önerilmez, “ani besik ölümü sendromu” yüz üstü yatan bebeklerde daha sik oldugu için, sadece gündüz anne uyumuyor ve bebegi gözleyebilecek ortamda bulunuyorsa bebegini bu sekilde yatirabilir.

“Kucaga alistirma” mantigi yanlis

0-6 ay arasi bebekleri agladiklarinda kucaga almaya çekinmek dogru degildir. Bebek aglayarak iletisim kurmak istemektedir ve kucaga almak ona güvende oldugunu hissettiren en faydali yoldur. Huzursuz oldugunda kucaga alinan bebeklerle ilgili yapilan çalismalarda, bu bebeklerin bagisiklik sistemlerinin bile daha iyi çalistigi gözlenmistir.

Temiz hava bebege iyi gelir

Açik havada zaman geçirmek, her yastaki çocuk için rahatlaticidir. Bebek küçük bile olsa, prematüre dogmus degilse ilk günden itibaren sokaga çikarilabilir. Büyükannelerin daha çok benimsedigi “bebek 40 gün sokaga çikarilmaz” yorumunun tibbi dayanagi yoktur. Kuzey Avrupa ülkelerinde yapilan pek çok bilimsel çalismada, dogumdan itibaren açik havaya daha çok çikartilan bebeklerde hastalik görülme riski evden çikmayanlara göre daha az bulunmustur. Özellikle uyku sorunu olan çocuklar, açik havada kaldiklari süre ile dogru orantili olarak daha iyi uyurlar. Günesli günlerde günes banyosu yaptirilan çocuklarda da D vitamini sentezi daha iyi olur ve bu da çocugun hem bagisiklik sistemini düzenler hem de uykuya geçisi kolaylastirir.