Tatilin merkezine keyif ve eğlenceyi koyan Titanic Deluxe Belek, tatil severlerin beklentilerini 2 katına çıkartırken çok amaçlı ve alışılagelmişin dışında seçenekler sunuyor.


Türkiye'de açılan tesisler içinde yapısı ve işletmesiyle en büyük tesisi Belek'te hayata geçirdiklerini söyleyen Titanic Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün ile zincirin yeni halkasını ve konaklama sektöründeki hedeflerini Titanic Deluxe Belek'te konuştuk. Dünyada sayılı otellerden birini yaptıklarını belirten Aygün şunları söylüyor:

"Belek'te hayata geçirdiğimiz yeni otelimiz grubumuzun 12'inci oteli. Belki şehir oteli yatırımı yapsaydık bu büyüklükte 10 tane otel yapardık. Türkiye'deki otelleri bırakın, dünyadaki otellerle yarışacak bir proje ortaya çıktı. Oteli 7 metre derinliğindeki nehrin kıyısına inşaa ettik. Bir tarafı golf, bir tarafı deniz, karşısı orman arazisi; 17 bin metrekarelik bir havuzu var. Türkiye'deki mevcut otel havuzlarından oldukça büyük. Wellness ve Spa'da çok iddialıyız. Yaklaşık 13 bin metrekarenin üzerinde Spa merkezimiz var. İçerisinde kışın deniz suyu ile ısıtmalı havuzu, VIP hamamı, Türk hamamı, 35 tane Uzak Doğu ve normal masaj odaları, güzellik merkezi ve 2 tane de büyük fitness merkezi yer alıyor."

"4 bin kişi aynı anda yemek yiyebilecek"

Titanic Deluxe Belek'te 4 bin metrekarelik bir çarşının bulunduğunu söyleyen Aygün, "İstinye Park'ın bir minyatürünü yaptığımızı söyleyebilirim. Türkiye'deki otellerin hangi eksikleri varsa profesyonellerimiz bunları masaya yatırdı ve buradaki otelde daha fazlasını inşaa ederek tüketiciye sunduk. Fuar merkezi hizmetini sağlayacak bir kongre merkezimiz var. 4 bin kişi en büyük salonda yemek yiyebilecek. Uluslararası kongrelere imza atabileceğimiz bir kongre merkezi oluşturduk. Kitle turizmine katkı sağlamak için böyle bir kongre merkezi inşaa ettik. Dünyadaki büyük kongrelere biz de talibiz. Kıyı turizmine dayalı kitle turizmi yaptığımız sürece ancak buraya kadar turizm yapabiliriz. Bu tip tesislerle beraber kış aylarında otellerin kapanmaması sağlanabilir. Her sene aynı otelin personelini dağıtıp sezon öncesi onları yeniden kadroya dahil etmek, işleyişi ve sistemi bozuyor. Dolayısıyla sürdürülebilir turizm olanaklarını yaratmamız gerekiyor" diyor.

Kongrenin yanı sıra otelin spor imkanlarının çeşitliliğinden de söz eden Aygün, "Kapalı spor salonu yaparak çok amaçlı kullanmak istiyoruz. Kışın futbol kulüplerine hizmet verecek sahalarımız var. Ayrıca yüzme grupları için de olimpik havuzumuz mevcut" diye konuşuyor. Gastronomi konusunda ciddi bir birikime sahip olduklarını da vurgulayan Titanic Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün, Avrupa'da ve uluslararası mecrada yiyecek-içecek sektöründe bayrak açmış bir grup olduklarını, konaklama sektöründe yiyecek ve içeceğin oldukça önem taşıdığını da sözlerine ekliyor.

"Misafirler nehirde balık tutacak"

Titanic Deluxe Belek'in 250 dönümlük bir arazi üzerine kurulduğunu ve yatırım bedelinin 150 milyon Euro'yu geçtiğini söyleyen Aygün, " Bu arazide 5 katlı bina var mı yok mu göremiyorsunuz. Ormanın içine yayılmış bir bina söz konusu. Burada her şey oldukça büyük. Ana restoran dışında 5 ayrı a la carte restoranımız var. Nehrin kıyısında bulunan villalar sabah, öğle, akşam özel hizmet alabiliyorlar. Nehir bambaşka bir güzellik sunacak. 7 metre derinlikteki nehirde çeşitli balık türleri ve mavi yengeçler var. Misafirlerimiz balıkçı tekneleri ile gelip burada balık tutacaklar. Sörf kulüplerine dönük organizasyonlarımız olacak. Akşamları nehirdeki teknelerde yemek yemek, katamaranda disko ve partilere katılmak mümkün olabilecek. Yine nehrin kıyısında İstanbul Boğazı'ndaki eğlence merkezlerindeki gibi büyük bir şov alanımız mevcut" diyor.

"Her yıl 10 otel hedefimiz var"

Titanic Hotels'in yeni yatırım hedeflerinden de söz eden Mehmet Aygün şöyle konuşuyor: "Biz işimize hem aile olarak hem de bünyemizde yer alan profesyonellerle beraber sarılmış durumdayız. Satışlarımız çok iyi gidiyor. Bizde 2 oda bile boş olmayacak. Her şekilde dolu gideceğiz. Dünya internete geçti ve biz satış ve pazarlamada bu kanalın da gücüne inanıyoruz. Bizim işimiz otelcilik, hizmet sektörü. Bu alanda yolumuza devam ediyoruz. Bodrum, İzmit, Eskişehir'de yeni otel yatırımları için görüşmeler yapıyoruz. İstanbul Dudullu'da yeni bir otel için el sıkıştık. Burada 200 odalı bir şehir oteli açıyoruz. Kocaeli'nde 240 odalı bir otel açacağız. Eskişehir'de prensipte anlaştığımız 175 odalı bir otel var. Koşan proje olarak nitelendirdiğimiz Bodrum projemiz var. Yine Ordu'da 90 odalı bir otel yatırımı gündemde. İhtiyaç olan her yerde ve her ürün çeşidinde otel açmak istiyoruz. Biz bu markayı dünyaya yaymak niyetindeyiz. Berlin'de iki projemiz var. Biri 4 diğeri 5 yıldız olacak. Berlin'in en güzel yerinde. Şu anda 236 odalı bir otelimiz de hizmet vermeye devam ediyor. Yıl bazında yüzde 85 doluluk yakalamış durumda. 40 yıldır aile olarak Berlin'de yaşıyoruz. Yeni yatırımlarla burada 3 otele ulaşacağız. Almanya'da diğer şehirler ve Hollanda'da yeni yatırımlarla otelcilik sektöründe Avrupa'da büyümeye devam edeceğiz. Bir Türk firması yurt dışına açılmıyorsa siz bir cepten alıp diğerine koyarsınız. Yabancı sermayeyi Türkiye'ye getirebilirseniz siz o zaman bir marka oluyorsunuz. Yılda 10 otel hedefliyoruz. Dolayısıyla bu 10 yılda 100 otel demek. Mevcutlarla beraber 100 otele ulaştığımızda her gidilen yerde internete girip Titanic'te rezervasyon yaptırabileceksiniz. Biz Anadolu'da otel yatırımı yapmak isteyen yatırımcılara işletmeci olacağız veya bundan sonra franchise model uygulayarak otel yatırımlarına ismimizi vereceğiz"

"Avrupa'da Türk Mutfağı denilince akla döner geliyor"

Türk Mutfağı'nın sadece dönerden ibaret olmadığını söyleyen Titanic Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün şunları söylüyor: "Bildiğiniz üzere bizim Berlin'de "Hasır" markasıyla hizmet veren restoranlarımız var. Otellerin altında açacağımız yeni restoranlarla birlikte sayımız 15 olacak. Bunlar yüksek volumede çalışıyor. Türk Mutfağı denildiği zaman bir köfteciyi bir dönerciyi franchise yapabilirsiniz ama bizim restoranlarımız hakikaten mezesiyle, salatasıyla, ızgaralarıyla franchise olmaya yatkın değil. Bizim gibi olan Londra ve Viyana'da arkadaşlarımız var. Ama biz Türk Mutfağı'nı yeterince yayamadık. Avrupa'da Türk Mutfağı denildiği zaman akla hemen döner geliyor. Ben ilk döneri yapan kişiyim. İlk restoranımızı açtık ve insanlar geldiler fakat bir istikrar olmadı. Biz buralarda bir haftalık eti, şiş kebabı verdik; üç günlük kuru fasulyeyi verdik. Mekanları yaşatamadık ve fast-food'a geçildi. 1980'lerde 15 Mark'a sattığımız döneri şimdi 5 Mark'a satıyoruz. Bunu kendi elimizle düşürdük. Hem devlet olarak hem de işveren olarak elimizi taşın altına koyup Türk Mutfağı'nı masaya yatırmamız gerekiyor. Türk Mutfağı'nın sadece döner olmadığını göstermemiz lazım. Bu nedenle kendi bünyemizdeki restoranlar dışında Türkiye'de gastronomi sektöründe ayrıca bir yatırım düşünmüyoruz. Berlin'de gıda fuarı oluyor ama Türkiye'den katılan yok. Eskiye göre bazı şeyler değişti tabii. Şimdi Türkiye'ye 31 milyon turist geliyor. Benim düşüncem bunu nasıl 50 milyona çıkartabiliriz? Örneğin THY'nin de katkılarıyla Manchester, Barselona gibi takımları Antalya'ya getirip çeşitli turnuvalar yaparak onların seyircilerinin de buraya gelmesini sağlayan sinerjisi olan etkinliklere imza atabiliriz."

Ülke ekonomisinin kurtuluşunun turizmde olduğunu ifade eden Aygün, "Biz pansiyon ile başlayıp bu noktalara geldik. Rakiplerimiz büyük markalar ile bu işe başladı. Dolayısıyla hatalarımızı iyi görüp, rakiplerimizi iyi analiz edip yolumuza devam etmeliyiz. 2013 yılının bu anlamda daha iyi bir yıl olacağı kanısındayım. Türkiye'ye gelip hizmetimizi gören başka bir yerde bunu bulamaz. İnsanlar farklı yerleri denedikten sonra mecburen bize dönecek. Bizdeki doğa, mutfak, tesis ve hizmet kalitesi hiçbir yerde yok. Biz her şeyde öndeyiz" diyor. Antalya'nın bir marka olduğunu ancak yapılanların yeterli olmadığını dile getiren Mehmet Aygün, "Antalya'ya 11 milyon turist geldi ama bir noel için, bir Paskalya veya Nevruz için ne yaptık? Daha planlı ve büyük organizasyonlar yapmak gerekiyor" diye konuşuyor.

“Rakipler her şey dahil için Türkiye’ye geliyor”

Her şey dahil sistemin Türkiye’nin sigortası olduğunu söyleyen Mehmet Aygün, Türkiye’nin bu sistemden çıkmaması gerektiğini dile getirirken; “Belki maliyetler yükselince bu sistemden çıkılmak istenecek. Ama baktığınızda bugün İspanya ve Yunanistan gibi rakiplerimiz gelip bu sistemi nasıl uyguladığımızı inceliyor, her şey dahile geçmek istiyorlar. Çocuklarıyla gelen misafirler bir defaya mahsus ödeme yaparak tesis içinde rahat ediyorlar. Tabii dışarıdaki esnafın da kendine göre yatırım yaparak gelen turist için otel dışındaki alanlarda bir cazibe alanı yaratması gerekiyor. Biz sadece Rusya pazarı için yıllık 5 milyon euroluk tanıtım yapıyoruz. O halde esnafın da elini taşın altına koyması gerekiyor. Müşteriyi nasıl çekeceğinin hesabını iyi yapması gerekiyor” diyor.
Turizm sektöründe eğitimin önemine işaret eden Mehmet Aygün, Bahçeşehir Üniversitesi’nde Enver Yücel ile bir turizm otelcilik programını beraber hayata geçireceklerini de sözlerine ekledi.

5 farklı temalı restoran

Titanic Deluxe Belek'te bir araya geldiğimiz F&B Müdürü Cem Büyükçekmece ile de otelin mutfak konseptini konuştuk. Uluslararası bir mutfak yarattıklarını söyleyen Büyükçekmece, "5 tane birbirinden farklı a la carte restoranımız var. Ana restoranımızda global mutfaklardan örnekler bulabilirsiniz. Restoran ve lobi sokak konseptinde. Yine ana restoran içinde 5 farklı temalı restoran bulunuyor. Çocuk restoranımız dışında, etniktik, modern, klasik ve İtalyan restoranlarımız var. Her restoran kendi tarzına göre restore edildi. Ana restoranda misafirlerimiz yemeklerini aldıktan sonra bu 5 bölümden birine geçebiliyor" diyor.

380 kişilik F&B kadrosuyla hizmet verecek olan otelin yemek-içme konsepti hakkında detaylı bilgi veren Büyükçekmece şunları söylüyor: "Ana restoranımız dışında burada 5 tane de a la carte restoranımız bulunuyor. Toskana tarzında bir İtalyan restoranımız bulunuyor. Nehir kenarında a la carte restoranlarımız yer alıyor. Mesela bunlardan biri balık restoranımız. Teknenin içinde günlük taze balıkların olacağı, mezelerin öne çıkacağı, ıstakoz havuzunun da yer alacağı bir konseptimiz var. Hemen yanında klasik Türk yemeklerinin yer aldığı bir restoranımız olacak. Burada da ağırlık Türk mutfağı. Villa misafirlerimizin kullandığı VIP restoranımız var. Villa misafirleri için sınırsız bir mönü oluşturduk. Bunların dışında bir de klasik barbekümüz bulunuyor. Açık alanda piknik masalarının olduğu misafirlerimizin ızgaraları kendilerinin yaptıkları bir barbekü konsepti yarattık. Nehrin üzerinde salın içinde 10-12 kişilik tepenyakimiz restoranımız var. Burada Uzakdoğu'dan gelen bir ustamız gösteri yaparak konuklara tepenyakimiz hazırlayacak. Bunların dışında öğlen servislerimiz için snack restoranlarımız var. Hem sahilde hem havuz kenarında misafirlerimize servis verecek mönüsünde bol çeşit olan bir bölüm olacak. Yaklaşık 24 tane farklı ambiyanslı barlarımız var. Sokak diye tabir ettiğimiz yerde Bebek Kahvemiz ve Irish Pup var. İçecek ekibimiz 3 aydır çalışıyor ve çok güzel sunumlar hazırladılar. Örneğin biz burada mojitoyu organik yapacağız. Kullandığımız nane ve limonu kendi bahçemizde yetiştireceğiz. Yine İtalyan restoranda kurtulmuş et vermek istiyoruz.”

Otelde ciddi banket operasyonları yapabilme imkanı olduğunu belirten Cem Büyükçekmece, “22 tane toplantı salonumuz bulunuyor. Ana toplantı salonumuz fuayesiyle birlikte toplamda 3.500 metrekarelik bir alan. Sorunsuz bir şekilde 2.500-3.000 kişiye kadar gala verebiliyoruz. Banket operasyonu kış aylarında olacak. Bunun dışında farklı segmentlere hitap ediyoruz. Avrupa ve Rus pazarı dışında spor ve spa pazarlarına da hitap ediyoruz. Gelen gruplara farklı yiyecek ve içecek konsepti sunmak istiyoruz. Mesela sokak tabir ettiğimiz yerde bir Kumkapı gecesi yapmak istiyoruz” diyor.

Titanic Deluxe Belek Hotel İşletme Müdürü Tafil Gürbüzbildik: “Kış aylarında kongre turizminde aktif olacağız”

Otelin lokasyon anlamında çok iyi bir yerde kurulduğuna dikkat çeken Titanic Deluxe Belek Hotel İşletme Müdürü Tafil Gürbüzbildik, "Otelimizde 600 oda var. Standart odalarımız 64 metrekare büyüklüğünde. Süit ve villalarımız da mevcut. Belek'in en büyük toplantı salonlarına sahibiz” dedi. Kış mevsiminde ağırlıklı olarak kongre turizminde aktif olacaklarını ifade eden Gürbüzbildik, şimdiden anlaşmaların imzalandığını söyledi. Gürbüzbildik, "İç Hastalıkları Kongresi ve Acil Tıp Kongresi ile anlaştık. Bunların dışında birkaç kongre daha var. Tesis yeni olduğu ve F&B konseptimiz iyi olduğu için ilgi çok büyük" diye ifade etti. F&B konseptinin gelişimi için hassas bir şekilde çalıştıklarını belirten Tafil Gürbüzbildik, son 2,5 ayını Uzakdoğu'da geçirdiğini ve Singapur, Hong Kong, Malezya ve Çin'deki örnekleri incelediğini de sözlerine ekledi.