Kurulduğu ilk günden beri Slav nüfusu ile Müslüman nüfusu arasında bir sınır olan Kherson, çok kültürlü yapısıyla da dikkat çekiyor. Özellikle 1. Dünya Savaşı’ndan kaçan Avrupalı nüfusun daha iyi bir yaşam için tercih ettiği bölge, her zaman barış ve hoşgörü kenti olarak anılmış. O dönemde Alman, Fransız, Polonya, Yunan ve İsveç vatandaşlarının ilk adresi Herson olmuş.
Rusya’nın Kırım Hanlığı’nı 1778’de işgalinden hemen sonrasında Herson’da kurduğu deniz üssü ve tersane, Sovyetler coğrafyası için ilk ve önemli bir yer olma özelliğiyle stratejik bir öneme sahip.
Günümüzde bu iki yer hem Ukrayna’nın hem de Herson’un can damarı rolünü üstleniyor. Herson Limanı, Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinin ardından Ukrayna ticareti için önemini daha da artırdı. Bu yüzden bu liman “Ukrayna’yı dünyaya bağlayan kapı” olarak anılıyor.



Yat turu sırasında su sporu yapanlarla karşılaşılıyor

Dünyanın önemli tarım ülkelerinden biri olan Ukrayna’da üretilen tahılın neredeyse tamamı, diğer tarım ürünlerinin ise büyük bir bölümü Kherson Limanı’ndan diğer ülkelere ulaştırılıyor. Tam 42 ülke ile ticaret köprüsü sağlayan bu liman, Karadeniz limanları içinde en aktiflerden birisi. Türkiye‘nin Ukrayna‘dan ithal ettiği 1 milyon tonluk tahıl ürünü de Herson’dan yükleniyor.
İstanbul’dan Türk Hava Yolları’nın uçuşu ile ulaştığım Kherson’daki tablo beni oldukça şaşırttı. Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile birlikte Ukrayna’nın güneydoğu bölgesinin neredeyse tüm uçuş trafiği Herson Havalimanından yapılmaya başlanmış.
Ağırlıklı olarak Ukraynalıların yaşadığı Herson’da tam 115 farklı etnik kökenden insan bulunuyor. 6 farklı dini inanç grubuna ait ibadethaneler, geçmişte aynı cadde üzerinde görülebilirken, şehir bu özelliği ile de hoşgörü kelimesi ile örtüşüyor.



Kherson sokaklarında çok sayıda tarihi yapıya rastlanıyor (Sanat ve Resim Müzesi)