Atölyeleri, sohbetleri, tartışmaları ve konukları ile düşünen zihinler için soru sorma, merak ve keşif yeri olan Hepsi Hikaye sevgililer gününü çok farklı bir şekilde kutladı. '360 derece Aşk Sohbetleri' başlığı altında yapılan sohbetlerde her yönüyle AŞK konuşuldu.

Edebiyatta Aşk, Felsefe Aşk, İş'te Aşk, Aşkın Psikolojisi, Aşk Yansımaları ve Aşk Dokunuşları sohbetlerinde neler konuşulmuş bakalım...

AŞK'A DAİR...
Ne zaman AŞIK olduğumuzu hissederiz? AŞK dışımızda mı, içimizde mi? AŞKIN fizyolojik ve psikolojik etkileri neler? AŞKIN bir formülü var mı? AŞK başımıza gelen bir şey midir yoksa bir şeyler yapmamız gerekir mi? AŞIK olduğumuzda hissettiğimiz hormonal değişimler neler? AŞKIN ömrü var mı, varsa ne kadar? AŞK ve tutku elele mi? Tükenmiş bir AŞKI küllerinden canlandırmak mümkün mü? AŞK acısı için neler yapabiliriz? Platonik ya da karşılıksız AŞK gerçekten var mı? İlk görüşte mi AŞK, olgunlaşan bir AŞK mı? AŞK gerçekten kör mü? AŞK gökte mi, yerde mi? Kendimizi, birbirimizi, işimizi, her anımızı, hayatımızı AŞK ile yaşamak mümkün mü?

AŞK bir demet çiçek, kalpli bir kart, kırmızı bir balon, bir kutu çikolata, pırlanta bir yüzük, kalpli bir ayıcık, bir kadeh şampanya, şamdanlı bir yemek, sadece bir ay (Şubat) mıdır?

Zamansız ve mekansız bu güçlü duygu, her şeyi yutarcasına tüketen dünyamızda acaba AŞK süslü hediyeler ve ağdalı kelimelerin ‘alış–veriş’ ine mi indirgendi?

Yoksa kendi içimizde doğan, yeşeren, bizi kışkırtan, tetikleyen, var olduğumuzu en derinden hissettiren, bizi alıp götüren, içimizde heyecan, coşku, tutku, merak, ilgi, ve özen yaratan, bizi dönüştüren, yaşayan, canlı ve organik bir duygu mu?

Bir kişiye, bir eşe, bir hayat arkadaşına, bir evlada, anne babaya, bir esere, bir mesleğe, bir dosta, kendine, doğaya ve evrene, duyulan AŞK’ın biraz derinine inmek istedi Hepsi Hikaye…

9-20 Şubat arasında gerçekleştirdiği 360 º AŞK sohbetlerinde, geçmişten günümüze, Nietzsche’den Bataille’a, Yunus Emre’den Mevlana’ya, Mısır’dan Antik Yunan’a, Freud’dan Jung’a, edebiyattan müziğe, mitolojiden sinemaya AŞK’a bir çok farklı açıdan yaklaştı…

Selim İleri ile Edebiyatta Aşk Notları
Selim İleri, Aşk’ı Fransız yazar Colette’in sözleri ile özetliyor:

‘Aşk öyle bir şey ki, istediğin kadar uzak dur, köşe başında karşına çıkar. Ya seni altüst eder, ya da bir süre mutlu eder, sonra yine altüst eder.’

Selim İleri’nin Türk ve Dünya edebiyatından en beğendiği aşk roman önerilerini şöyle:

•Halit Ziya Uşaklıgil - Aşk’ı Memnu
•Mehmet Rauf - Eylül
•Güzide Sabri Aygün - Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukiyesi
•Halide Edip Adıvar - Handan
•Necati Cumalı - Yalnız Kadın
•Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur
•Peride Celal – Deli Aşk
•Behçet Necatigil’in Aşk şiirleri
•Pınar Kür – Bitmeyen Aşk
•Emily Bronte – Rüzgarlı Bayır
•Lev Tolstoy - Anna Karenina
•Gustave Flaubert - Madam Bovary
•Marguerite Duras - Kuzey Çinli Sevgili
•Henry James - Daisy Miller

Yalçın Sadak ile Felsefe’de Aşk’tan Notlar
Schopenhauer’e göre Aşk, yaşam iradesinin en kötü ve zalim oyunudur. Aşk, tabiatın insana kurduğu en büyük tuzaktır. Evrenin yaşam iradesinin, insandan daha iyi nesiller alarak kendini devam ettirmesi için oynadığ büyük oyundur. İnsan da bunun kurbanıdır.

Oysa, Nietzsche insanın kendi özünü yok saymaması ve yaşamı ıskalamaması gerektiğini savunur. Tüm bedensel ve ruhsal arzu ve tutkularımız son derece sağlıklı ve temeldir. ‘Uçurumun üzerinde dövünmek yerine dans et’ sözleri ile hiçbir duygumuza ve arzumuza ambargo koymamıza gerek yok, sonuna kadar yaşamalıyız der Nietzsche.

Özgürce aşkı yaşabilmemiz için Bataille beynimizde yerleşmiş evlilik kalıplarından kurtulmamız gerektiğini savunur. ‘Kapitalist dünyada parçalanmış ve kendine yabancılaşmış insanın sürekli tüketmesini isteyen düzen; hep yeni ideal normları oluşturur. Sürekli ideali yakalamak için uğraşan insan bir türlü mutluluğu ve kendi gerçeğini bulamaz, gittikçe daha da parçalanır ve harcanır. Toplumun öngördüğü ve yönlendirdiği kalıplar güvenli ve sağlamdır, ancak hem ısmarlamadır, hem de sıkıcıdır. Oysa fırtına hayatın özünü oluşturur, tehlikeyi göze almayan sürprizi yaşayamaz, risk taşımayan hiçbir arzu sınır aşamaz. İmkansızı iste ki imkanlıyı yaşa’ der Bataille.

Feride Edige ile İş’te Aşk’tan notlar
Feride Edige AŞK VE İŞ arasındaki ortak noktalarını şöyle özetliyor:
• İkisine de tüm kalbinle gireceksin, yoksa ikisinin de sonu hüsran olur.
• İkisi de hatır için olmaz, kendin isteyeceksin
• Yeni bir aşkta yeni bir işte gece gündüz aklından çıkmaz
• İkisi için de ne kadar emek harcarsan sonunda yüzünü güldürür.
• İkisi de fedakarlık ve sadakat gerektirir.
• İkisi de kendileri dışında her şeyi askıya almayı gerektirir.

Ancak aşk geçici çılgınlıktır, iş ise geçmeyen çılgınlık. Hayatta insanı mutluluğa götüren tek yol her işi aşk ile yapmaktır.

Miryam Anjel ile Aşkın Psikolojisi’nden notlar
Aşk hayatımızda başımıza gelebilecek en güzel kriz. Bu davetsiz misafirin bedenimizde yol açtığı kimyasal değişimler ve ruhumuzda yarattığı olumlu-olumsuz-ele avuca sığmayan duygulardan bahsettik. GESTALT psikolojisi yaklaşımıyla romantik ilişkilere baktığımızda, birçok ihtiyacımızı aşk ilişkilerinde karşıladığımızı, ihtiyaçlarımızın algı ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini, aşık olduğumuz kişiye abartılı anlamlar yüklediğimizi, süreç içinde daha gerçekçi olmaya başladığımızda bu abartılı imajın nasıl değiştiğini konuştuk. Aşkı yaşarken geriden gelen bitirilmemiş işlere takıldığımızda veya geleceğe yönelik kaygılar ürettiğimizde ise ŞİMDİ VE BURADAyı yaşayamadığımızı, anı kaçırdığımızı anladık. Aşk ilişkisinde kendimize ve ilişki tarzımıza dair birçok şey öğrenebiliriz. Aşkı bir krizden fırsata dönüştürmek için şimdi ve burada FARKINDALIĞInı yaşayabilmek, karşımızdaki kişiyi değiştirmeye çalışmamak, kendimizi açıkça ifade etmek ve bağımlı değil bağlı olmayı seçmek yapabileceklerimiz arasında.

Merih Akoğul ile Aşkın Yansımalarından notlar
Aynı anda iki insanı sevmek mümkün müdür? Evet. Aynı anda birini sevip ötekini hayal etmek mümkün müdür? Evet. Peki aynı anda iki insana aşık olmak mümkün müdür? Hayır... Her arzunun içinde bir keşişle bir kasap kesişir... Bitip yiten aşk öylesine felsefi bir derstir ki, berberi Sokrates yapar...

Özgül Köse ile Aşk Dokunuşları’ndan notlar
Tüm duygular gibi Aşk da bize ait, içimizde olan bir duygudur. İçimizdekinin ortaya çıkışıdır. Öteki diye düşündüğümüz aslında bizim yansımamızdır. Aşk zamansız, mekansız, sınırsız ve sonsuz bir denizdir. İçeride, yürekte sürekli kaynayan bir kazandır.

Hepsi Hikaye’nin sohbet ve programlarımızı görmek Güncel Atölyeler | Hepsi Hikaye adresini ziyaret edebilirsiniz.