Çocuğunuzun karnesi nasıl olursa olsun, yarı yıl tatilinde dinlenmesi, bir sonraki dönem için enerji toplaması son derece önemli. Çocukların verimli ve eğlenceli bir tatil geçirmesini sağlamak istiyorsanız işte size uzmanından altın öneriler. Pal Eğitici Oyun ve Oyuncak Akıl Oyunları Uzmanı Osman Metin, verimli bir tatil için hem öğrencilere hem de ailelere büyük iş düştüğünü belirtiyor. Metin, "İki haftalık bir tatilin sonunda çocuklar tekrar okula başlayacak. Hem hoş vakit geçirmeleri, hem de okula dönüş için hazırlık yapmaları gerekir. Tatilde kötü vakit geçirenler ikinci dönem bunun etkisinde kalacak. Televizyon ve bilgisayar karşısında geçen tatil de yine onları derslerden soğutacak. Onları nasıl yönlendirelim ki tatilin sonunda kendini hazır hissetsinler? Nedir bunun cevabı derseniz "akıl oyunları"dır." dedi. Akıl oyunları ile öğrencilerin hem strateji geliştirmeyi öğreneceğini, hem de kendi planını yapacağını belirten Metin, bunun yanında gurupla hareket etmeyi de öğreneceğini ifade etti.

Metin, "Bu oyunlarla çocuk kendi planını kuruyor. Hatta kendini keşfediyor. Karakteri burada ortaya çıkıyor. Çünkü yönetici olan, karar veren ve yönlendiren kendisi. Sakin bir ortamda sabırla hamleleri beklemesi, istediği bir hareketi yapması onun karakterini oluşturuyor. Özellikle gurup oyunları ayrı bir önem taşımaktadır. Bunu ne TV de nede bilgisayar ortamında yapması mümkün değildir. Çünkü orda yönetim başkalarının elinde. Dinle diyen, seyretmesini isteyen, düğmeye bastıran, komut veren onlar. Ama akıl oyunlarında çocuk kendisi müdahale ediyor. Kendisi karar veriyor." dedi.

Çocukların kendisini duyacağı, plan yapacağı, hesap edeceği, karar vereceği bir ortamda bırakmak gerektiğine işaret eden Metin, "Yendiği zaman karşısındakini kırmadan, yenildiğinde küsmeden oynamalı. Problemleri çözerken başarmanın mutluluğunu yaşamalı. Etrafına umut dağıtmalı. Bütün bunlar hayal değil. Birkaç zeka oyunuyla gerçekleşmesi mümkün. Çocuğu daha küçük yaşta başarma duygusuna yönlendirmeliyiz. Büyüdüğünde de aynı yönde ilerleyecektir. Problemler karşısında farklı çözüm yöntemleri aramayı gören çocuk, bunu okuldaki derslerinde de deneyecektir. Hatta günlük problemlerini kendisi halledecektir. Çünkü daha önce oyunda problemleri çözdü ve başardı.

Ev ortamında planlanmış bir oyunun çocuğun aktif öğrenen bir öğrenci olmasına katkı sağlayacağını belirten Metin son olarak şu uyarılarda bulunuyor:

Eğer insanı mutlu edebilirseniz onu kazanabilirsiniz. Sürekli televizyon izleyen, bilgisayar oynayan bir çocuğun duygusal yönden şiddete maruz kalmaması düşünülemez. Bu durumda çocuk kendini kötü hissetmekte, ayrıca suç işlemeye itilmektedir. Bu da onu yalnızlaştırmakta ve toplumu mahvetmektedir. Acilen önlem alınması gereken çok önemli bir meseledir. Bizler acilen bu meseleyi ne yapıp ne edip halletmeliyiz. Onları kazanmalıyız. Gerekirse beraber oynayarak, beraber çalışarak. Yani onlar kendini kurtarana kadar doğru şekilde yardım etmeliyiz.

İnsanlık tarihinin tamamı akıl oyunlarıyla doludur. Bütün kullanılan aletler, makineler, yapılan sistemler, kazanılan savaşlar... Bu kadar birikimin içinde biz çocuğumuzu şiddet sahnelerinin karşısına terk edemeyiz. Bilgisayar oyunlarına baktığınız zaman profesyonelce hazırlanmış görsel ve işitsel efektler görürsünüz. Daha sıkılmaya başlamadan efektler değiştirilir. Böylece zamanın nasıl geçtiğini anlamadan saatlerce başından ayrılmazlar. Bu çocukların sınıf ortamına uyumlu olmasını bekleriz. İki ayrı dünyayı yaşayan çocuklar ise olayları tam çözemeden okulları bitiriyor. Birçok insan, olması gerektiği seviyede eğitim almıyor. Kapasitelerine uygun yerlere gelemiyorlar. Bundan dolayı çocuklara aldığımız hediyelere çok dikkat etmeliyiz. Rastgele alınan oyuncaklarla çocuğumuz ne kazanmakta, neyi başarmakta. Bunu iyi hesap edip, kendi elimizle onları hazırcılığa yalnızlığa itmeyelim.