Türk sinemasının peşinden kitleleri sürükleyen ve kaliteli filmler üreten yönetmenlerinden Yavuz Turgul’un, ‘Gönül Yarası’ndan 6 yıl sonra gelen yeni filmi “Av Mevsimi” bu hafta vizyona giriyor. Bir kameranın, ormanda otların arasından süzüldüğü fragmanı karşımıza çıktığından beri merakla beklenen “Av Mevsimi” dün basının karşısına çıktı.
Turgul’un vazgeçilmez oyuncusu Şener Şen’in başrolünü Cem Yılmaz, Okan Yalabık ve Melisa Sözen’le paylaştığı “Av Mevsimi”, türün Batı sinemasındaki kalıplarına sadık, uzun süresine rağmen sürükleyici, başarılı bir görüntü yönetiminin öne çıktığı ‘derli toplu’ bir polisiye. Babacan polis Ferman (Şener Şen) şefliğinde, asabi bir tip olan İdris (Cem Yılmaz) ve teşkilata yeni giren Hasan (Okan Yalabık), alt sınıftan bir genç kızın öldürüldüğü cinayeti çözmeye çalışıyor. Soruşturma derinleşip karıştıkça, polislerin zayıflıkları ve özel hayatları da davanın seyrini etkilemeye başlıyor.

Beyaz perdede ‘Deli İdris’e dikkat
Filmin başrol oyuncuları arasında performansı merak edilen isim Cem Yılmaz... Komedi ağırlıklı rollerde gördüğümüz Yılmaz’ın, Turgul gibi usta bir yönetmenin rehberliğinde oyunculuk sınırlarını ne kadar genişleteceği merak konusuydu. Şener Şen’in de röportajlarında ifade ettiği üzere, Cem Yılmaz’ın performansına dikkat! Zira Yılmaz, bildik rollerinden tamamen uzaklaştığı, asabi, ‘deli’ lakaplı İdris karakterinde, ona güldüğümüz anları tamamen unutturuyor.

Filmde Şener Şen ile birlikte Çetin Tekindor da yer alıyor.
NE DEDİLER?
‘Polisiyeye görkemli dönüş’
Atilla Dorsay: Sinemamızda ‘60’lı yıllarda kimi ilginç polisiyeler yapıldıysa da bu tür yakın zamanda ihmal edilmişti. “Av Mevsimi” bu türe görkemli bir dönüş ve sinemamızda kendi alanında bir zirve. Senaryodan oyunculara, görüntüden müziğe her şeyiyle, neredeyse kusursuz.

‘Oyu, merhametli avcıdan yana’
Cüneyt Cebenoyan: Amerikan gerilim, cinayet filmlerinin geri dönüştürülmüş hali gibi. Klişelerden oluşuyor; çaylak polis, baba polis gibi... Türkiye’nin cinayet masasını, polisini yansıtmıyor. En azından bana inandırıcı gelmedi. Film, kendisini av/avcı üzerinden giden bir ideolojiye hapsediyor ve oyunu merhametli avcıdan yana kullanıyor.

‘Ejder Kapanı’ndan iyi’
Murat Özer: Film, Yavuz Turgul adına atılmış ileri bir adım değil ama tür sineması yapmaya çalışması kayda değer. Polisiye Türkiye’de yapılmayan zorlu bir tür. Geçen sezonun polisiyesi ‘Ejder Kapanı’ndan çok daha iyi bir film... Ama senaryoda boşluklar söz konusu. Cem Yılmaz, filmin yıldızı...

‘Başarılı bir prodüksiyon’
Burçin S. Yalçın: Hikâyenin yan metin olarak değindiği iki konu var: Töre cinayetleri ve nüfuslu insanların koruyup kollanması. Senaryo bu iki öğeyi güzel kullanıyor. Yavuz Turgul filmlerinde hep devri geçen insanlar meselesi vardır. Burada da, iki ana karakterin ‘avcı’ olması üzerinden avcılığın azalması hikâyeye güzel yediriliyor. Amerikan polisiye öğelerine hâkim bir film. İşin, cinayeti kim işledi kısmını filmin sonuna kadar sürüklese daha iyi olurmuş. Bunların yanında Türk sineması içerisinde başarılı bir prodüksiyon.

‘Tam bir Yavuz Turgul filmi’
Esin Küçüktepepınar: Polisiye olmasına rağmen melodramın öne çıkmasıyla tam bir Yavuz Turgul filmi olmuş. Maçoluk ve ilahi adalet, polisiye türünün tuzakları. “Av Mevsimi” de bu tuzaklara düşüyor. Eski usul Hollywood’un, ‘40’lar polisiyelerinin Beyoğlu, arka sokaklar yorumu olmuş. Film, sonundaki kapışma için, sonu önceden belli olmasına rağmen çok uzatılmış.