Go Back   KeyifVakti.NET > Genel Forum, Genel Bölümler > HerteLden

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 02 Eylül 2020, 11:12   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 25 Ocak 2015
Mesajlar: 2,710
Standart Eski İstanbul?un bayram eğlenceleri

Avrupalı gezginlerin seyahatnamelerinde Osmanlı anıları önemli bir yer tutuyor. Bu anılar arasında bayram tören ve şenlikleri dikkati çekiyor...



Avrupalı gezginlerin seyahatnamelerinde Osmanlı anıları önemli bir yer tutuyor. Bu anılar arasında bayram tören ve şenlikleri dikkati çekiyor...
"Öğlene doğru, halkın coşkusunu kanıtlamak için Saraydan,*Tophane?den ve Tersane?den -tıpkı Roma?daki*bayramlarda yapıldığı gibiürkütücü top atışları yapıldı.*İstanbul?un vadilerinde ve tepelerinde korkunç bir gürültü koptu. Sanki bu gürültüyü çıkarmak için dünyadaki bütün toplar aynı anda ateşlenmişti. II. Selim döneminde*İstanbul?da bulunan Philippe du Fresne-Canaye, gözlemlerini en ince detaylarına kadar seyahatnamesinde anlattı. İşte Fransız gezginin 1573*İstanbul?unun ara sokaklarından naklettikleri: ?Kentin her yerinde utlar, sazlar ve diğer Türk çalgıları işitilir. Neredeyse bütün sokaklarda, üstlerinden kalın iplerin (bunlara Fransızca ?brandilloire/ salıncak? denir) sallandığı çatal biçiminde direkler var. Bu iplerin üstünde kendilerini denemek ve havaya fırlatmak isteyenler, deneyimli 3-4 genç adamın yardımıyla isteklerini yerine getirirler; havada sallanmaktan yorulduklarında aşağı inerler; genç adamlar onlara portakal çiçeği, gül ve servi çiçeği şerbeti sunar; onlar da şerbeti içtikten sonra oradan uzaklaşırlar.?
*
?SEVİNÇ VE NEŞE, TEBRİK VE HEDİYELER*BAYRAMI?

Askerî uzman ve danışman olarak Anadolu?da üç yıl geçiren, bu süre zarfında birçok yerin haritasını da yapan Feldmareşal Helmuth von Moltke, Malatya?dan yazdığı 1838 tarihli bir mektupta*II. Mahmud döneminin*bayramlarını şu sözlerle tarif ediyor: ?Sekiz gün sonra*bayram*(18-20 Kasım); bizde paskalya ne ise aşağı yukarı o. Bir sevinç ve neşe, tebrik ve hediyeler*bayramı. O günlerde herkes verir ve alır. Esasen Türklerin prensibi ?almalı, vermeli?, yani ?sen de yaşa, ben de yaşayayım?dır. Bu, gerçekten basit ve zevkli bir ekonomi prensibidir. Toplumun her sınıfı, en aşağıdaki müstesna, bundan faydalanır; en aşağıdakine ise sadece kaidenin ilk yarısı uygulanır. Bu sistem hakkında ileri sürülebilecek tek kusur o en aşağı sınıfın bütün ötekilerin yekûnundan çok daha kalabalık oluşudur.?
*
?HERKES BİR EVE GİREBİLİR, SOFRAYA KATILABİLİR?
*
Fransız şair ve yazar Gérard de Nerval, Sultan Abdülmecid?in katıldığı*bayram*törenini izleme fırsatı buldu. Yıl 1843, yer Sultanahmet Meydanı... ?Sultan göründü. Ama atı, altın işlemelerle ve elmaslarla öylesine kaplanmıştı ki, bakan herkesin gözü kamaşıyordu. (...) Sultan atından indi, girişte merdivenlerin üstünde kendisini bekleyen imamlar ve mollalar tarafından karşılandı. Çok sayıda araba, meydana sıralanmış olarak duruyordu; Konstantinopolis?in bütün seçkin hanımları orada toplanmıştı ve arabaların kapı perdelerinin yaldızlı kafesleri arkasından töreni seyrediyorlardı. En seçkin olanlar, caminin yüksek balkonlarında yer alma ayrıcalığını elde etmişlerdi. İçeride olup bitenleri görmedim, ama başlıca törenin, bir koyun kurban etmek olduğunu duydum. O gün, aynı uygulama, bütün Müslüman evlerinde gerçekleştiriliyordu. Meydanın her yanında oyunlar,*eğlenceler, her çeşit satıcı vardı. Kurban kesiminden sonra herkes yiyeceklerin ve serinletici içeceklerin başına üşüştü. Poğaçalar, şekerli kremalar, kızartmalar, halkın çok sevdiği, yanında maydanoz ve mayasız ekmek dilimleriyle yenen ızgara koyun etinden oluşan kebaplar, belli başlı önemli kimseler tarafından, herkese bedava dağıtılıyordu. Ayrıca herkes, bir eve girebilir ve kurulmuş sofraya katılabilirdi. Yoksul ya da zengin olsunlar, evleri olan bütün Müslümanlar, Tanrı misafiri olan herkesi mevkilerine ya da dinlerine bakmaksızın ellerinden geldiğince ağırlıyorlardı.?
*
?BİR GRUP ASKERİN YARATTIĞI EN KOMİK SAHNE...?
*
II. Mahmud*döneminde*İstanbul?a gelen Julia Pardoe; Harem?i ve*Osmanlı*gelenekleriyle gündelik yaşamını yakından görebilmek için Türk evlerine konuk oldu. İngiliz yazar, 1836 senesi gözlem ve izlenimlerini daha sonra detaylarıyla yazdı. Misafir edildiği konakta uyandığı bayram gününü şöyle anlatıyordu: ?Sabah mahmurluğumu esanslı bir suyla attım ve kahvemi minicik porselen bir fincandan yudumladım; fincan o kadar küçüktü ki bir peri dahi bunu içebilirdi. (...) Darphane?de yüksek bir mevkii olan varlıklı bir Ermeni elmas taciri, bize saltanat alayını ve bütün merasimi seyredebileceğimiz bir pencere ayarlamıştı ve adımlarımızı bu noktaya doğru hızlandırdık. (...) Ulu Padişah?ın tebası, onun geçeceği yeri gören bütün sokakları tıka basa doldurmuştu; Avrupalı kavalyelerimizin ve yerli hizmetkârların bütün gayretlerine rağmen ilerlememiz imkânsızdı. Hal böyle olunca, bu Türk kalabalığının teşkil ettiği yeni ve pitoresk manzarayı rahatça izlemek üzere kalabalıktan biraz uzakta bir yer bulup durduk. Uzakta Ayasofya?nın devasa kubbesi ve ok gibi minareleri yükseliyordu; onların altında, göz alabildiğine, fırtınadan sonraki dalgalar gibi kabarıp inen, fesli ve sarıklı kafalardan müteşekkil bir deniz uzanıyordu. Her çatı, yıkık dökük her duvar, her çöp yığını hevesli seyircilerle örtülmüştü; etraftaki evlerin pencerelerinde de peçeli kadınlar ve gülen çocuklar doluydu.? Pardoe?nun bayram törenine dair anılarında yer verdiği bir anekdot ise ilginç: ?Sözünü ettiğim askeri meselenin Padişah ile nazırlarının, Saray?ın kadın efradını silahlarıyla selamlayacak askerlerin peçeli ve kutsi çehreleri bir anlığına görme fırsatı bulmalarını istememelerinden neşet ettiğini beyan edeyim. Halli lazım gelen bu müşkülat, merasimin ?debdebe ve tantanasını? korurken, bu geçici imtiyazı imkânsız kılmanın bir yolunu bulmaktı. Neyse ki sonunda çok orijinal ve ehven bir çare bulundu; biz de bu yeni nizama Friedrich Max Müller Feldmareşal Helmuth von Moltke şahit olacak kadar şanslıydık. Arabaların yavaş ve gürültülü takırtısı işitildi; kulaktan kulağa hanım sultanların yaklaştığı yayıldı; aniden askerler sultanların beklendiği açık sahaya sırtlarını döndüler ve silahlarını geriye doğru alabildiğine uzattılar, yani tören manevrasını arkadan yerine getirdiler. O güne kadar bir grup askerin yarattığı belki de en görülmemiş ve komik sahneydi bu! Askerler bu rahatsız ve eminim ki zor vaziyette dört araba da geçene kadar kaldılar, sonra eski pozisyonlarını aldılar ve saray korteji geri dönene kadar laubali biçimde tüfeklerine yaslanarak durdular.?
*
DOLMABAHÇE SARAYI?NDAKİ TÖREN
*
Oxford Üniversitesi?nde görevli dilbilimci Friedrich Max Müller ile eşi Georgina Adelaide, 1893?te İstanbul?a geldiler. Çiftin mektuplarında çizdiği bayram portresi, diğerlerinden farklı. Arife akşamı 20.30?da top atışlarıyla başlayan şenlikler, sabaha kadar devam ediyor. Sultan Abdülhamid?in 7?de teşrif ettiği Dolmabahçe Sarayı?ndaki tören şöyle gerçekleşiyor: ?Sultan gayet sade bir askerî ceket giyiyordu. Başında bütün bu debdebeli kalabalığın giydiği bir fes vardı. Üstünde, belindeki altın saplı ucu kıvrık kılıçtan başka hiçbir süs alâmeti yoktu. İçeriye girdiği zaman herkes yere kadar eğilerek kendilerine selâm durdular. (...) Sultan kendisine yakın paşaların ayaklarına kapanmalarına müsaade etmiyordu. Hafif bir el hareketiyle bunların, önünde yere eğilmelerini kâfi bulduğunu gösteriyordu. (...) Bayram tebrikleri biter bitmez, padişah ayağa kalktı. Orada bulunanların hepsi yere eğilerek kendilerini selamladılar. Fakat Sultan hiç kimseye bakmadan, selam vermeden, salondan, Gazi Osman Paşa?yla birlikte çıktılar. Salon çok kısa bir zamanda boşaldı. Hepimiz büyük bir memnuniyetle adeta bizi davet etmekte olan o cazip büfelere doğru döndük. Gerçi saat 9 idi, fakat ekserimiz 5 civarında kahvaltı etmiştik.?
*
*
Perihan Özcan
admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:04.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

spacer kocaeli escort bursa escort bursa escort bursa escort seks hikayeleri seks filmi izle etlik escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti rus escort çankaya escort etlik escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno Casibom Casibom Casibom Giriş Casibom Yeni Giriş Onwin gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri gaziantep escort Canlı bahis siteleri escort escort escort travestileri travestileri Escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com etlik escort etimesgut escort istanbul Escort istanbul Escort Acıbadem Escort Ataşehir Escort Bostancı Escort Göztepe Escort Kadıköy Escort Kartal Escort Kurtköy Escort Maltepe Escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan sincan escort antalya rus escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51