28 Temmuz 2015, 21:08 | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: 07 Şubat 2015
Mesajlar: 6,001
| Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? Üniversitenin büyük amfisinde 800 kişinin katıldığı bir imtihan… Süre iki saat… Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevapları yetiştiremeyen kalıyor. Bu yüzden bütün talebeler harıl harıl kâğıt dolduruyorlar. Ama birisi ağırdan gidiyor. Biraz düşünüyor biraz yazıyor. Hiç aceleci bir hâli yok. Derken süre doluyor. “Getirin kâğıtları çocuklar” diyor profesör ve herkes bitirebildiği kadarıyla kâğıdını getirip masanın üzerine koyuyor. Veren çıkıyor, veren çıkıyor, masanın üzerindeki kâgıtlar birikiyor. Sınıfta hiç talebe kalmıyor. Bir kisi hariç. Bizim ağırdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devam ediyor. Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkıp kürsüye gidiyor ve kâğıdını bir sonraki ders için hazırlıklarını tamamlamakta olan profesöre uzatıyor. Profesör kızarak: -Hayır! Çok geç kaldın. Artık senin kağıdını alamam… Bizimki ters ters bakıyor: -Sen benim kim olduğumu biliyor musun? -Yoo, aslında bilmiyorum. Ne olacak? -İyi öyleyse, diyor bizimki ve yığılı duran imtihan kağıtlarını bir kısmını kaldırıyor ve araya kendi kâgıdını koyup kâgıtları tekrar düzeltiyor. Sonra da: -İyi günler hocam, deyip profesörün şaşkın bakışları arasında yürüyüp gidiyor. Bir gün öğretmen ödevleri kontrol ediyordu. Sıra Efeye gelince öğretmeni " Bu ne biçim ödev! Seni babana söyleyeceğim. " demiş. Hayır öğretmenim söylemeyin çünkü ödevimi babam yaptı. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |