BÖbrek yetmezliginizin sorumlusu kalbiniz olabilir

[eg24]

Çok su içme, sik idrar çikma, halsizlik, bas agrisi, istahsizlik, mide bulantisi, uykusuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebilen böbrek yetmezligi pek çok etkene bagli olarak gelisebiliyor. Özellikle kalpteki yetersizlik durumu, böbreklere dogrudan etki ediyor. Memorial Atasehir Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Can Kinalp, böbrek yetmezligi ve tedavisi hakkinda bilgi verdi.

Kalbin, kani vücuda ihtiyaci karsilayacak miktarda pompalayamadigi durumda ciddi bir saglik problemi olan “kalp yetmezligi” görülmektedir. Tip alanindaki gelismeler ile pek çok hasta ileri yaslara kadar yasayabilse de, insan ömrünün uzamasi ile kalp yetmezligi ile karsilasma riski de artmaktadir Kalp yetmezliginde yogun ilaç tedavilerine ve hayat tarzi düzenlemelerine ragmen; zamanla böbrek fonksiyonlari azalabilmekte ve böbrek yetmezligi riski olusabilmektedir.

Kalp yetmezligi için alinan ilaçlarin etkisi

Kalp yetmezligi için kullanilan ilaç tedavilerine ragmen vücudun farkli bölgelerinde, degisen miktarlarda sivi toplanmasi olmakta; sonuçta akciger ödemi, karin içinde sivi toplanmasi ya da bacaklarda ödem meydana gelmektedir. Olusan ödem hastanin nefes darligina neden olarak günlük aktivitesini, dolayisiyla yasam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Kalp yetmezligi olumsuz kisir döngüyü tetikler

Kalp yetmezliginin derecesine göre böbreklere ulasan kan miktari azaldigi için klinik tabloya böbrek yetmezligi de eklenmektedir. Böbrek yetmezligi sonucu ödem daha da artmakta, ek olarak böbreklerin vücuttan uzaklastirdigi birçok zararli atik maddenin düzeyi giderek artmaktadir. Tüm bu olumsuzluklarin kendisi hem kalp hem de böbrek üzerine olumsuz etkide bulunarak mevcut durumun daha da kötülesmesine neden olmaktadir. Sonuçta kalp yetmezligi, böbrek yetmezligine neden olarak olumsuz kisir döngüyü tetiklemektedir.

Böbrek yetmezligi olusmus ise ilaç etki etmeyebilir

Bu durumdaki hastalar için kullanilan birçok ilaç vardir ve en önemli grubu idrar söktürücüler olusturur. Kalp yetmezligi ilerledikçe idrar söktürücülerin dozlarini artirmak gerekmekte fakat zeminde böbrek yetmezligi de oldugu için bir süre sonra yüksek dozlar bile yeterli etkiyi olusturamayarak hastalarda yaygin ödem meydana gelmektedir. Ayrica idrar söktürücü ilaçlarin yüksek dozlarda kullanilmasi sivi dengesi üzerine olumsuz etki ile böbrek yetmezligini daha da artirmaktadir.

Vücuttan sivi nasil atilmali?

Bu durumda vücuttan uzaklastirilamayan sivi ana sorundur ve ilaçlar bu konuda yetersiz kalmaktadir. Bu sekildeki hastalarda nefrolojik yöntem olan periton diyalizi uygulamalari tedavi sürecine eklenmektedir.

Periton diyalizi çözüm mü?

Vücuttaki fazla sivinin ana toplanma yeri olan periton bosluguna (karin boslugu) bir kateter yerlestirerek yapilmaktadir. Periton diyaliz kateteri yoluyla öncelikle bu sivi bosaltilir. Ardindan periton bosluguna farkli yogunluklardaki steril sivilardan doldurularak periton zarinin (karin zari) geçirgenliginden faydalanilarak vücuttan sivi çekilir. Egitim tamamlandiktan sonra hasta ya da yakinlari tarafindan evde uygulanabilir. Filtre olarak periton zari kullanilmaktadir. Periton diyaliz kateteri yillarca kullanilabilmektedir. Periton diyalizinin sürekli olarak uygulanmasi ile artik vücutta sivi birikimi olmamakta ve bu nedenle hastaneye yatis zorunlulugu çok azalmakta ya da ortadan kalkmaktadir. Bu sayede hastalarin yasam kalitesi belirgin derecede artar.

En önemli kosul hijyen

Periton diyalizinde en önemli konu genel temizlik kurallarina uymak ve periton bosluguna sivi doldururken ve bosaltirken ortamin temizligine ve el temizligine özen göstermektir. Aksi durumda peritonit denilen periton zari iltihabi olusabilir. Bu durum antibiyotik tedavisini gerektirir ve her peritonit atagi periton zarinin geçirgenlik kalitesini bozacagindan sik tekrarlayan peritonitler sonucu sivi çekilmesinde sorun yasanabilir. Bu durumun olusmasini önlemek sadece temizlik kurallarina uymakla mümkündür.