Bel agrisi, iç organlardaki hastaliklarin belirtisi olabiliyor
 

Bel agrisi, bel bölgesine ait nedenlerle ortaya çikabildigi gibi karin içerisinde bir aort anevrizmasi, böbrek tasi ve safra kesesi, pankreas ya da karacigerde sorun ile kalça eklemi veya eklem hastaliklari varsa da yasanabiliyor. Iç organlardaki hastaliklar da bel agrisi olarak isaret verebiliyor.

Türk toplumunun %80’i, yasamlarinin bir döneminde mutlaka bel agrisi çekiyor. Özellikle yetiskinlerde 30 yasindan itibaren bel agrisi çekme riski artiyor. Ancak bununla birlikte yapilan arastirmalar, bel agrisi çeken hastalarin ilk agrida hemen hekime basvurduklarini, ancak ikinci agrida artik hekime gitmediklerini gösteriyor.

Anadolu Saglik Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmani Prof. Dr. Ahmet Kiral, bel agrilarinin yüzde 90’i mekanik bel agrisi denilen kas kökenli agri olsa da iç organ hastaligi bulunanlar ile kisa süre önce ameliyat geçirenlerin ve kanser öyküsü olanlarin bel agrisini ciddiye almasi gerektigini belirtiyor.

Prof. Dr. Ahmet Kiral, hastalarin biraz bilgilendikten sonra tekrarlayan bel agrilarini hekime basvurmadan ve tedavi olmadan geçirdiklerini dikkat çekiyor. Bel agrisi çeken kisilerde, agri elden ayaktan kesiyor, uyumayi engelliyor veya gece uyandiriyorsa mutlaka dikkate alinmasi gerektigine isaret eden Prof. Dr. Kiral, sunlari söylüyor: “Özellikle agriyla birlikte ates, titreme, kilo kaybi ya da enfeksiyon varsa, barsak ya da mesane islevlerinde degisiklik olduysa, uyusukluk, karincalanma ya da güçsüzlük hissediliyorsa ve hastanin geçmisinde kanser öyküsü varsa, agri basladiktan itibaren en geç iki ay içinde hekime basvurulmasi gerekiyor”.

Prof. Dr. Kiral’in verdigi bilgiye göre; Bel agrilarinda; 30 yas üzerindeki herkes, arthrit ya da osteoporozu (kemik erimesi) olanlar, menopoza girmis kadinlar, gebeler ve yeni anneler, diyabet, hipertansiyon ve kanser gibi saglik sorunlari olanlar, sigara içenler, kisa süre önce ameliyat geçirenler, enfeksiyonlara açik olanlar ve bel sorunlarina yakalanmaya genetik olarak egilimli olan kisilerin riski daha yüksek oluyor.

Bel agrisini, multidisipliner bir ekip tedavi etmeli

Bel agrisi, bel bölgesine ait nedenlerle ortaya çikabildigi gibi karin içerisinde bir aort anevrizmasi, böbrek tasi ve safra kesesi, pankreas ya da karacigerde sorun ile kalça eklemi veya eklem hastaliklari varsa da yasanabiliyor. Iç organlardaki hastaliklar da bel agrisi olarak isaret verebiliyor. Bel agrisi çeken kisilerin hangi uzmanlik dalina basvurmasi gerektiginin halen tartisilan bir konu oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Kiral, “Bel agrisini tek bir uzmanlik degil, multidisipliner bir ekibin tedavi etmesi gerekiyor. Avrupa ve Amerika’da bu amaçla olusturulan Omurga Tedavi Gruplari’nda; ortopedist, beyin ve sinir cerrahi, fizik tedavi uzmani, algoloji uzmani ve kayropraktik uzmani bulunuyor. Ülkemizde de basta omurga kiriklarinin tedavisi olmak üzere, tüm omurga girisimleri ortopedik omurga cerrahlari tarafindan yapilabiliyor. Skolyoz ve kifoz gibi omurgada sekil bozukluguyla seyreden hastaliklarla omurga kiriklari da omurga tedavi merkezlerinde basariyla tedavi ediliyor” diye belirtiyor.