Kanserin düşmanı böğürtlen
 

Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız, Türkiye’yi karış karış gezerek Anadolu’nun tüm dağlarında yetişen tıbbi bitkilerin, ağaçların ve meyvelerin faydalarını, ilaç ve gıda olarak kullanım alanlarını araştırmaya devam ediyor. Bu doğrultuda Fitoterapist Dr. Muammer Yıldızın böğürtlen meyvesine ilişkin, “Türkiye’nin her yerinde Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ege’de ve Doğu Anadolu’da yetişen bu meyvenin geniş bir kullanım alanı ve çok önemli faydaları bulunmaktadır.” açıklamasını yaptı.
Hekimzade Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muammer Yıldız böğürtlenin faydalarını şu şekilde sıraladı;
*Kanamaları dindirici (anti hemojik)
*İdrar söktürücü (diüretük)
*Ciltteki gerginlik ağrı ve hassasiyet ile seyir eden yanmaları geçiren muazzam bir meyve
*Böğürtlenin içinde bulunan meyve tohumlar ve lifler bağırsak hareketlerini düzenlemeye, emilimi arttırmaya ve vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur.
*Dünyada ve Ülkemizde Bilimsel çalışmalar bu konuda mesafe almıştır.
Geleneksel Tıp’ta halk arasında yaygın bir kanaat var ki o’da bir bitkiyi Allah ne kadar doğada bol yaratmışsa o bitkiye o kadar ihtiyaç var ki bu denli çok yaratılmış.
KANSER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ARAŞTIRILDI
Böğürtlenin kökünün kanser üzerindeki etkilerini araştıran Türk doktorlar da var.
Onkoloji Uzmanı Dr.Didem Taştekin, bu konuda yaptığı bilimsel araştırmasını şöyle anlatıyor:Ülkemizde çok yaygın olarak kullanılan ısırgan otu ve böğürtlen çeşitli hastalıklara karşı ayrı ayrı veya bir arada kullanılır. Halk arasında ampirik olarak yapılan uygulamalarda çeşitli etkileri olduğu da savunulur. Bilimsel olarak yapmış olduğumuz çalışmada, deneysel olarak lösemi oluşturulan farelerde ısırgan otu ve böğürtlen kökünün koruyuculuğunun olup olmadığını tespit etmeyi amaçladık. Her iki bitkinin içerisinde de çeşitli kimyasal aktif maddeler var. Bunların kan temizleyici, süt arttırıcı, kuvvet verici, idrar söktürücü gibi etkileri mevcut. Antikoagülan etkisi bilimsel çalışmalarda da tespit edilmiştir. Kan hücreleri üzerine olan etkisi nedeniyle lösemili hastalara nasıl etki edeceğini araştırdık.
Deney hayvanı olarak 14 adet beyaz fındık fareleri kullanıldı. Bunların 7’si kontrol grubu 7’si deney grubu ayrılmıştır.
Lösemi oluşturmak üzere, lösemi yaptığı kesin olarak bilinen benzen 4 ml/kg üzerinden hesaplanarak deri altı enjeksiyon yolu ile kullanılmıştır.
Beş gram ısırgan otu tohumu ve 100 gramböğürtlen kökü ayrı ayrı kaynatılarak ekstreleri hazırlanmış sonradan karıştırılarak buradan 0.1 cc oranında deri altı yoluyla uygulanmıştır. Çalışmada 60 gün
boyunca gün aşırı olarak, kontrol grubuna benzen, deney grubuna benzenle birlikte bitkilerin ekstreleri verildi.
Her gün kuyruk ucundan kan alınarak hazırlanan pereferik preparatları değerlendirildi. Sonuç olarak kontrol grubu olarak benzen verilen farelerde eritrositlerin normal lenfosit ve lokositlerin bütün preparat alanlarında bir iki adet, trombositlerinnormal ve kümeler halinde yığınlar oluşturduğu görülmüştür.
Deney grubu olarak benzene ilaveten bitkisel ekstratlar verilen farelerde eritrositlerin normal, lenfosit ve lökositlerin mikroskop alanlarından normal,trombositlerin normal ve kümeler halinde olduğu görülmüştür.
Bu bulgular yalnız başına benzen verilenlerde prelösemik dönemin polisitemi denen hücre azalmasını göstermektedir. Daha yüksek dozda benzen verilmesi ya da uzun süre kullanılması halinde bu grupta tipik lösemi tablosunun gelişeceği beklenir. Buna karşılık benzenle birlikte bitki ekstratıverilen deney grubunda ise, bu dönemde değişikliğin görülmemesi ekstratın fareleri benzenin etkisine karşı koruduğunu göstermiştir.
Ayrıca çalışma süresi içinde her iki gruptan dişi farelerin yavru yapmaları sonucu jenerasyonlarında, sadece benzen alanlarda gelişme geriliği bariz olarak saptanırken diğer grupta normal gelişim izlenmiştir.
DR.TAŞTEKİN: BÖĞÜRTLEN KÖKÜ LÖSEMİYE KARŞI KORUYUCU
Onkoloji Uzmanı Dr. Didem Taştekin yaptığı deneylerin sonunda böğürtlen kökünün etkisi açıkladı. Dr. Taştekin, “Sonuç olarak, özellikle meslek hastalığı olarak ayakkabı tamircisi vs. benzene maruz kalma durumlarında lösemi gelişme riski çok yüksek olduğundan bu ekstratın kullanılması koruyucu olacaktır. Isırgan otu ve böğürtlen kökünün kaynatılmasından elde edilen ekstrat, löseminin gelişmesine neden olan benzenin etkisine karşı fareleri korumuştur. Bu ekstratın içindeki etken madde ya da maddelerin tespit edilmesi ve rutin koruyucu ve tedavi işlemlerinde kullanılması için daha ileri çalışmaların yapılması gerektiği kanısına vardık’’. dedi