Yasam tarzi meme kanserini etkiliyor

[eg24]

Meme kanserinden korunmanin basit yollari

Ülkemizde her yil binlerce kadin meme kanseri gerçegiyle karsi karsiya kaliyor. Yapilan arastirmalar, yasam tarzinda birkaç aliskanligin degistirilmesiyle meme kanserine yakalanma riskinin azaldigini gösteriyor. Iste meme kanserine karsi koruyucu ve basit önlemler.

Meme kanserinin görülme sikliginin her geçen gün arttigina dikkat çeken Neolife Tip Merkezi Genel Cerrahi Op. Dr. Hamdi Koçer, risk faktörlerini bilmek kadar yasam tarzini degistirmenin de meme kanserine karsi korudugunu belirtiyor. “Meme kanserinde degistirilebilir ve degistirilemez risk faktörleri bulunuyor. Yas, cinsiyet, çocuk sayisi, emzirme süresi, genetik miras, ilk adet ve menopoz yasi gibi bazi faktörler degistirilemeyen faktörler arasinda sayiliyor. Buna karsilik fazla kilo, zararli aliskanliklar ve hormon içeren ilaçlarin kullanimi kisilerin yasam sekliyle ilgili olup, önlem alinabilir risk faktörleri arasinda yer aliyor.” diyor. Meme kanseri riskinin yasam tarzinda yapilan bazi degisikliklerle azaltilabilecegini vurgulayan Koçer, meme kanserinden korunmak için su tavsiyelerde bulunuyor:

Kilo verin: Asiri kilo ve vücut yaglari, meme kanseri için büyük tehlike olusturuyor. Meme kanserinin gelisiminden sorumlu östrojen, yumurtaliklarin yani sira tüm yagli dokulardan da salgilaniyor. Menopoz sonrasi dönemde meme kanseri riski fazla kilolu kadinlarda yüzde 25 artiyor ve meme kanseri tedavisi görenlerde sismanlik, hastaligin yeniden ortaya çikmasini kolaylastiriyor. Dolayisi ile ideal kiloya sahip kadinlarin, fazla kilolu olanlara göre menopoz dönemi sonrasi meme kanserine yakalanma riskleri daha az. Çünkü obez kadinlarda kandaki cinsiyet hormonlari, insülin ve insülin büyüme faktörü, bel çevresi kalinligini artiriyor.

Egzersiz yapin: Düzenli yapilan egzersiz, meme kanseri riskini azaltiyor. Amerikan Kanser Dernegi haftada en az 5 gün, 45-60 dakika egzersiz yapilmasini öneriyor. Düzenli olarak yapilan egzersiz, kan sekeri ve insülin seviyesini düzenlenmesine yardimci oluyor ve meme hücrelerinin saglikli kalmasini sagliyor. Menopoz sonrasi dönemde kilo alimi özellikle de bel ve kalça bölgesinde yaglanmada artis östrojen düzeyini yükseltiyor ve hastaliga yakalanma riskini artiriyor.

Diyetinize dikkat edin: Beslenme aliskanliklari, pek çok kanser tipinde oldugu gibi meme kanseri için de bir belirleyici bir faktör olarak biliniyor. Yag içerigi yüksek besinler uzun süreli tüketildiklerinde kandaki östrojen düzeyleri yükseldigi için meme kanseri riski artiyor. Bu nedenle kirmizi et ve diger hayvansal yaglarin kisitlanmasi öneriliyor. Çok fazla kolesterol içeren gidalar ile asiri kirmizi et veya islemden geçirilmis et (salam, sosis, sucuk vb.) tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Et yerine meyve ve sebze agirlikli beslenmek, meme kanserinde karsi korunmada oldukça büyük önem tasiyor. Ayni zamanda düsük yag içerikli beslenme kanserden korudugu gibi kanser tedavisi görenleri de hastaligin tekrarindan koruyor.

Alkolü azaltin: Düzenli alkol kullanimi, kadinlarda meme kanseri riskini en az 1,5 kat artiriyor. Kullanim oranina göre kanser riskini artiran alkol, vücutta östrojen seviyesinin yükselmesine ve hücre içi DNA hasarina neden oluyor.

Sigarayi birakin: Özellikle genç yasta ve menopoz öncesi sigara kullanimi, meme kanseri riskini olumsuz yönde etkiliyor. Yapilan arastirmalar, hem direk kullanim hem de pasif içiciligin meme kanseri riskini arttirdigini gösteriyor.

Östrojen içeren ilaçlara dikkat edin: Ileri yastaki kadinlar, menopoz sonrasinda ‘hormon yerine koyma tedavileri’ aliyor. Menopoz sonrasi ve dogum kontrol amaçli kullanilan ilaçlarda bulunan östrojen hormonu, meme kanseri riskini artiriyor. Menopoz sonrasi dönemde östrojen takviyesi alan veya yakin zamanda kullanmis kisilerde tümörlerin, daha büyük ve saldirgan oldugu gözlemleniyor. Kisa süreli hormon kullaniminda ise risk, yok denecek kadar az bulunuyor. Yapilan çalismalar, dogum kontrol hapi kullanan kadinlar da meme kanseri riskinin hiç kullanmayanlara göre hafif derecede arttigini gösteriyor. Ilacin kesilmesiyle azalan risk, ilacin kesilmesinden yaklasik 10 yil sonra normal seviyeye dönüyor. Dogum kontrol haplarinin 20 yasindan veya ilk dogumdan önce kullanilmasi halinde de risk daha belirginlesiyor.