Kisir Bir Döngü: 'Kronik Yorgunluk Sendromu'
 

Bahar geldi. Doga, geçirdigi kis mevsiminin ardindan yeniden hareketlenmeye basladi. Her yerde bu uyanisi izlemek mümkün: agaçlar, otlar, filizler, sürgünler, çiçekler gibi bütün bitkiler canlaniyor. Ayni sekilde bütün hayvanlar da bitkilerin bu devinimine ayak uydurmaya çalisiyorlar. Peki biz de bu hiza ayak uydurabiliyor muyuz? ART Tip Merkezi Tamamlayici Tip Uzmani Dr. Murat Unan kronik yorgunluk ve tedavisi konusunda bilgi veriyor!

Bazilarimiz için mevsim ne olursa olsun, günler sanki sirtlarinda bir çuval tas ile yokus çikmaya benziyor. Her gün yorgunluk içinde geçiyor ve ne kadar dinlenirlerse dinlensinler bir türlü kendilerine gelemiyorlar. Sabahlari zor uyaniyor ve güne hizli bir baslangiç yapabilmek için kahve veya sigara gibi uyaricilara ihtiyaç duyuyorlar. Kas agrilari, uyku bozukluklari, zihinsel performansin bozulmasi, alerjiler ve bogaz yanmasi bu tabloya eslik eden belirtilerin basinda geliyor. Bu kosullar altinda günümüz yasaminin yüksek beklentilerine yetisebilmek için olagan üstü çaba harcamalarina ragmen, içine bulunduklari durumdan tatmin olamadiklari için bir de depresyon ve anksiyete ile ugrasmak zorunda kaliyorlar.

Bugün Kronik Yorgunluk Sendromu olarak adlandirdigimiz bu tablonun altinda çok sayida nedenin yattigi düsünülmekte. Ancak bu kadar farkli nedenin ortak kesisim alani olarak hücrelerin enerji kullanimdaki zorlugu görebiliriz. Bu zorlugu temelde iki ana baslik altinda ele alabiliriz:

Kronik Yorgunluk Sendromunun Temel Nedenleri:

• Hücreye gelen oksijenin, gidalarin ve yardimci maddelerin yetersizligi ve mitokondrilerin (hücre içi enerji santralleri) zorlanmasi

• Atik madderin atilimindaki zorluklar ve hücrelerin içinde bulundugu temel maddenin atiklarla yiginlanmasi

Birçok kisi stres ve kronik yorgunluk sendromunda yüksek miktarlarda kahve ve sekere daha çok agirlik vermektedir. Kisa dönemde bunlar enerji saglasalar da asiri miktarda kafein ve rafine karbonhidratlar kronik yorgunlugu agirlastirabilir. Bunun sonucunda bas agrilari, asiri uyarilmalar ve gerginlikler, konsantrasyon sorunlari ortaya çikabilir. Stres ve yorgunluk döneminde kan glükozunu dengelemek daha zor oldugu için, rafine karbonhidratlarin alimini azaltamak çok önemlidir. Bu durum kan sekerinin asiri miktarda oynamasina ve seker düzeylerinin düsmesine neden olur (reaktif hipoglisemi).

Stres, Yorgunluk ve Bitkinlikte Önerilen Gida Takviyeleri:

-5-10 mg demir, 10-20 mg çinko, 200 µg selenyum içeren dengeli formüller

Demir ve çinko eksikligi kronik yorgunluga neden olabilir. Streste çinko ve selenyum gereksinimi artar.

-B vitamini kompleksleri

25 mg Vitamin B1, B2, B6 (en az 100mg), Niasin, Pantotenik asit ve 0,8 mg Folik asit'ten olusan formül

Enerji metabolizmasindaki öneminden dolayi B Vitamini düzeylerindeki eksiklikler yorgunluga neden olabilir. Stres, aktivite ve enerji tüketiminin arttigi zamanlarda B Vitaminlerine gereksinim de artar.

-Vitamin C

0,5-2 g

Streste artan oranlarda tüketilir.

-Vitamin B12

25-50 µg (emilim bozuklugu olan kisilerde 1 mg i.m.)

Vitamin B12 eksikligi kansizliga, yorgunluga ve depresyona neden olabilir; yaslilarda daha sik görülür.

-L-triptofan

1-2 g

Uyku düzenleyicidir.

-Magnezyum

400-600 mg

Sakinlestirici etkisi vardir

-Coenzim Q10

200-300 mg

Antioksidan; kalp-dolasim fonksiyonlarini düzenler; enerji metabolizmasinda yeri vardir.

-Aminoasitler

(Sistein, Glutamin, Glisin) Streste gereksinim artar (Glutatyon)

Multivitamin kombinasyonlari, bedenin eksikliklerini tamamlamak için yararli ürünlerdir.

Diger taraftan kronik yorgunluk sendromunun olusmasini ve siddetini belirleyen esas etken, hücrelerin içinde bulundugu temel maddenin asiri yüklenmesidir. Burada biriken toksinler hücrelerin görevlerini yerine getirmelerini zorlastirir. Bunun sonucunda bedene yeterli miktarda besin alinsa bile, hücreler bunlari verimli bir sekilde kullanamazlar. Özellikle, temel maddede olusan yiginlanma, hücre içindeki enerji santralleri olan mitokondrileri olumsuz etkiler.

Kronik yorgunluk sendromunun altinda yatan temel nedenler:

• Odaklar ve bozucu alanlar

• Bagirsak bakteri dengesinin bozulmasi ve gida intoleransi

• Bagisiklik sistemi bozukluklari ve alerjiler

• Agir metal ve kimyasal toksik yüklenmeler

• Kronik virüs enfeksiyonlari

• "Toplam stres yükü"

• Elektro manyetik alanlar

Ancak planli ve hedefe yönelik detoks programlari ile bag dokusu ve temel maddeyi arindirabiliriz. Bunun için ilgili yiginlamanin oldugu bölgeleri belirleyip, bunlari bu lokal noktalara ulasana kadar temizlemeliyiz. Saglik içinde bir yasam, ancak hücrelerimizin temiz ve saglikli bir ortamda (temel maddenin içinde) var olabilmeleri ile mümkündür. Bedenimizin kaynaklarini tamamen tüketmeden ne kadar verimli kullanabilirsek, yasamimizdan da o kadar keyif alabiliriz. Yani, bugünkü basarilarimizin ve deneyimlerimizin tadini çikartmak için de enerjimizin kalmasi gerekir.

Unutmayalim, yasam, saglikli ve dengeli bir akil – beden – ruh bütünlügü içinde çok zevkli bir serüvendir.