Çocuklarda karin agrisini hafife almayin

[eg24]

Hisar Intercontinental Hospital’dan Çocuk Cerrahisi Uzmani Doç. Dr. Salih Somuncu, çocuklarda görülen karin agrisinin birçok nedenden kaynaklanabilecegini ve mutlaka dikkate alinmasi gerektigini söyledi.

Hisar Intercontinental Hospital’dan Doç. Dr. Salih Somuncu, çocuklarin karin agrisinin yasa göre degisebilecegini ancak genel olarak karin agrisinin sebeplerinin dahili ve cerrahi olarak iki ana gruba ayirilabilecegini söyledi. Doç. Dr. Somuncu, karin agrisiyla sik karsilastiklarini genellikle dahili nedenlerden kaynaklandigini ifade ederek, “Örnegin bir mide barsak enfeksiyonu karin agrisiyla kendini gösterir. Kusma ya da ishal daha sonra eklenebilir. Bu da önemli bir karin agrisi nedenidir ve çok sik karsilastigimiz bir durumdur. Bunun disinda parazitler de karin agrisi yapar. Parazitlere bagli karin agrisi genelde kroniktir anlik degildir. Dahili karin agrisi nedenlerinden biri de idrar yolu enfeksiyonudur. Özellikle çocuk böbregi ve mesanesiyle ilgili bir sorunu tanimlayamayacagindan bu disariya karin agrisi gibi yansir. Bu tür sebebi ortaya çikarilamayan kronik karin agrilarinda da mutlaka bir idrar tahlili yapilmalidir. Diger bir karin agrisi nedeni de çocuklarda kronik kabizliktir. Dahili nedenlerden kaynaklanan karin agrilari, genelde anlik degil; uzun süreli agrilardir” dedi.

Öncelikle Karin Agrisinin Nedenini Belirleyin!

Doç. Dr. Salih Somuncu, cerrahi karin agrisi ile karistirilabilecek karin agrilarinin basinda genetik bir hastalik olan ve ailede baska bireylerde de görülebilen Ailevi Akdeniz Atesi (FMF)’nin geldigini hatirlatarak, “Ailevi Akdeniz Atesi kendisini öncelikle karin agrisi ve yüksek atesle gösterir. Muayene sirasinda o kadar siddetli akut karin bulgulari verebilir ki zaman zaman cerrahi karin bulgulariyla karistirilabilir. Çogu zaman bu hastalar apandisit nedeniyle yanlislikla ameliyat edilebilir. En dogru tani genetik tanima testleridir. FMF tanisi koyulmus ise uygun tedaviyle çok kisa sürede cevap alinabilir” diye konustu.

Apandisit mi? Karin agrisi mi?

Doç. Dr. Somuncu, cerrahi karin agrilarinda erken tani ve tedavinin çok önemli olduguna isaret ederek, sunlari söyledi:

“Cerrahi karin agrisinin en sik nedeni akut apandisittir. Apandiks ince barsakla kalin barsagin birlestigi bölgede kör barsak seklinde sonlanan bir organdir. Çocuklarda boyu uzun ve çapi dardir. O yüzden biraz daha çabuk klinik bulgu verir. Apandiksin bir nedenden dolayi tikanmasi ile bulgularini gösterir. Bu siklikla bir lenf bezesinden kaynaklanabilecegi gibi taslasmis bir gaitadan, parazitten ya da disaridan alinan yabanci bir cisimden bile kaynaklanabilir. Normalde apandiks kör barsak oldugu için iç salgilarini kalin barsaga bosaltir. Tikanma nedeniyle bosaltma gerçeklesemeyince bir süre sonra sismeye baslar. Enfeksiyon olusturmayan non patojen bakteriler enfeksiyon üretir hale gelir. Barsagin iç tabakasindan baslayarak kas tabakasina daha sonra da dis tabakasina ulasarak tüm bölgeyi ilgilendiren bir enfeksiyon ortaya çikar. Zayif buldugu bir noktadan da patlar. Halk arasinda apandisit patlamasi dedigimiz durum budur.”

Barsak Dügümlenmesi Ilkbahar Mevsiminde Daha Fazla Görülüyor…

Doç. Dr. Somuncu, halk arasinda barsak dügümlenmesi olarak bilinen barsagin bir sekilde tikanmasinin da karin agrisi sebebi oldugunu dile getirerek, “Barsak dügümlenmesinde karin agrisi çok siddetlidir. Bunun önemli nedenlerinden biri de bagirsagin iç içe girmesidir.” dedi. Siklikla ince bagirsagin kalin bagirsagin içine dogru girdigini ve agri aninda çok siddetli bir kivrandirici agri ile karsi karsiya kalinabilecegini animsatan Doç. Dr. Somuncu, sunlari söyledi: “Bu agrinin sonrasinda kusma ve karin sisligi baslar. Bir süre sonra da kanli gaita eslik eder. Barsak dügümlenmesi her yas grubunda olmakla birlikte 9-12 aylardaki çocuklarda daha fazla görülebilir. Barsak dügümlenmesinin mevsimsel bir özelligi vardir. Çünkü bagirsagin iç içe girmesi için uyarici bir nokta gerekir. Bu uyarici nokta çocuklarda siklikla ince barsak kök ve duvarlarindaki küçük lenf nodlaridir. Bu lenf nodlari da genellikle üst solunum yollari enfeksiyonlarindan sonra olur. Barsak ya da solunum yollari enfeksiyonlarindan bir hafta 10 gün sonra hasta bize bagirsak dügümlenmesi ile gelebilir. Ayni sekilde apandisit de üst solunum yollari enfeksiyonlarinin sik oldugu ilkbahar ve sonbahar mevsiminde daha sik görülür. Barsak dügümlenmesinin tedavisinde eger klinik bir bulgu olmamissa 5 cm’ye kadar ameliyatsiz takiple tibbi tedavi edebiliriz. Ama sebat edip 5 cm üzerine çikmissa ve barsak kangreni riski varsa o zaman cerrahi müdahale yapiyoruz.”