Kalp sagligini korumak saglikli bir yasam tarziyla mÜmkÜn

[eg24]

Kalp sagligi, yasam tarzinin bir yansimasi olarak, her kiside farkli bir tablo çiziyor. Uyku düzeni, beslenme aliskanliklari, fiziksel aktivite sikligi ve sigara aliskanliginin kalp sagligimizin üzerinde dogrudan etkileri bulunuyor. Yaza yaklastigimiz su günler, açik havada zaman geçirme imkani sunuyor ancak, bu avantajin iyi degerlendirilmemesi halinde, kalp bir sonraki kisa hazirliksiz ve yorgun bir sekilde girebiliyor. Yaz aylarinda yogun sivi kaybi nedeniyle bol su içmek ve özellikle de öglen vakti günes isinlarinin dik geldigi saatlerde yürüyüs yapmak yerine aksamüstü veya sabah saatlerinde yürüyüs yapmak daha saglikli olacaktir.

Kalp sagligini korumak için neler yapilmalidir? Bu sorunun yanitini ve kalp sagligini korumak konusundaki önerilerini Emsey Hospital’dan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmani Prof. Dr. Mustafa Saglam paylasiyor.

Saglikli bir yasam tarziyla kalp sagligi korunabilir

Kalp sagligini korumak için; beslenme aliskanliklari, sporu hayatimizin bir parçasi olarak görmek, stresten kaçinmak ve sigaradan uzak durmak gerekiyor. Antioksidanlar, vücudumuzun yaslanmasi ve hastalanmasinda rol oynayan serbest radikallere karsi vücudumuzun direnç kazanmasini saglarken, kalp sagligimizin korunmasinda da rol oynar. Bu nedenle, antioksidan içeren gidalarla beslenen kisiler, kalp hastaliklarina karsi daha dirençli olurlar.

Emsey Hospital’dan Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Mustafa Saglam, “Beslenmede kati yaglari ve hazir gidalari tercih etmek, vücudu kalp hastaliklarina karsi zayif hale getirmektedir. Antioksidan açisindan zengin sebze ve meyve agirlikli beslenmek, bagisiklik sistemini ve dolayisiyla da kalp sagligini koruyacaktir. Ayrica, sigarayi hayatimizdan çikarmak ve düzenli spor yapmak da, kalp sagligimizi korumamiza yardimci olacaktir. Özellikle kalp hastalari, belirli periyodlarla, günlük en az yarim saat yürüyüs yapmalidirlar. Kalp hastaliklarina karsi önlem olarak, saglikli kisilerin de, günde en az yarim saat yürüyüs yapmalari gerekmektedir. Bu sayede, kalp hastaliklari riski azaltilabilecektir. Pek çok kisi, spor yapmaktan agirlik kaldirma ve vücut gelistirme anlamaktadir. Oysaki bu fiziksel aktiviteler yerine yürüyüs, yüzme, tenis gibi kalbi ve vücudu zorlamayacak aktivitelere yönelmek daha saglikli bir seçim olacaktir” diye açiklama yapiyor.

Stresten uzak, sevgiye yakin yasamak kalbi koruyor

Stresten uzak durup, sevgiyi hayatimiza daha çok katarak kalp sagligimizi koruyabiliriz

Stres, günlük yasantimizda fazlaca maruz kaldigimiz bir etkendir. Kontrollü stres, bizi hayata karsi motive ederken, fazlasi da vücuttaki hormonlarin isleyisini bozarak, sagligimizin zarar görmesine neden olur. Tansiyon üzerinde de dogrudan zararli etkileri bulunan stres, özellikle de koroner damar tikanikligi olan kisilerde, gögüs agrilarina ve kalp krizine neden olabilir. Bu nedenle, stresi hayatimizda mümkün oldugunda uzak tutmamiz gerekiyor.

Sevginin ise, yogun stresin aksine, hayatimizin daha büyük bir kisminda yer almasi gerekiyor. Sevginin ikili iliskilerdeki bir türü olan ask, duygusal ve fizyolojik anlamda bizleri etkilerken, hemen hemen herkesin hayatinda en az bir kez yasadigi ve yasamasi gereken bir duygudur. Özellikle de karsilikli, yani platonik olmayan ask, kisiyi duygusal anlamda tatmin ederek, hayatini daha mutlu sürdürebilmesine imkan verir. Bu durum sayesinde, vücuttaki stres azalarak, kalp sagligi da korunmus olur.

Kalp sagligini korumada bir diger önemli konu: Kardiyolojik muayene

Kardiyolojik muayenelerin sikligi ve sekli; yas, cinsiyet ve genetik faktörlere göre degiskenlik gösterir. Erkeklerin 35-40 yasindan sonra, rutin yillik kontrollerini yaptirmalari gerekirken, soy geçmisinde kalp hastaligi bulunanlarda bu kontrollerin daha sik yapilmasi gerekir. Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Mustafa Saglam’a göre; sigara kullanimi, kolesterol ve diyabet gibi risk faktörlerini tasiyan bireylerin kardiyolojik muayenelerini, diger kisilere göre daha sik yaptirmalari gerekiyor. Bayanlarda ise; genel bir risk faktörü yoksa, 40-45 yasindan sonra rutin muayene olmalari yeterliyken, menopozdan sonra ise muayene sikliklarini arttirmalari gerekiyor.