Çalisan kadinin kurtaricisi çevreden aldigi destek!
 

Türkiye’de kadinlarin is hayatinda daha fazla yer almasi ve hatta yönetici pozispoyundaki kadinlarin sayisinin her geçen gün artmasi sevindirici olsa da kadinlarin evdeki sorumluluklarinda azalma olmuyor. Hem iste hem de evde yükleri artan kadinlarin “yetisememe” endisesi ile depresyona yaklastiklarini belirten Anadolu Saglik Merkezi’nden Uzman Pisikolog Aylin Sezer, 8 Mart Dünya Kadinlar Günü’nde kadinlara önerilerde bulundu.

Türkiye’de her geçen gün çalisan kadin sayisi artarken, TUIK rakamlari 2004 yilinda is gücüne katilan kadinlarin orani yüzde 23,3 iken bu oranin 2011 yilinda yüzde 28,8'e yükseldigini gösteriyor. Kadinlarin is hayatindaki yeri rakamsal olarak artarken bir yandan da kadin çalisanlar yönetim kadrolarinda daha fazla yer almaya basliyor. Kadinlarin is hayatinda daha fazla yer almasinin kadinlarin diger sorumluluklarini azaltmadigini belirten Anadolu Saglik Merkezi’nden Uzman Pisikolog Aylin Sezer, “Kadinlarda egitim düzeyinin artmasi, evlenme ve çocuk sahibi olma yasinin ilerlemesi ve çift gelirli aile düzenleri olusmaya baslamasiyla birlikte, daha fazla kadin is hayatina girmeye basladi. Ancak çalisan kadinlar, hala evin ve çocuklarin asil sorumlusu olarak görülüyor. Bu sebeple, çalismak, farkli bir yasam stilinden çok, ek bir rol olarak kadinlarin hayatina girdi” dedi.

Kadinin üstlendigi rollerin ve is yasamindaki yüksek beklentilerin, kadinlari yetersizlik ve yetisememe gibi sikintilari yasamaya sürükledigini belirten Sezer, “Kadin özellikle çevresinden yeterli destegi alamiyorsa, bu zorlayici hislerle bas edemedigi durumlar olusabiliyor. Bas edememe hissi uzun sürdügünde ve gündelik yasami aksattiginda depresyon gündeme gelebiliyor” diye konustu.

“CAM TAVAN” DURDURUYOR

Is hayatinin her asamasinda kadin çalisanlarin arttigini belirten Sezer, “Çalisma ortamlarinin bir çogunda, saglanan kosullarin henüz kadinlar ve erkekler arasinda esit olmadigini görebiliyoruz” diyerek söyle devam etti; “Esit olmayan çalisma kosullari, maas, sosyal hak düzenlemeleri ve terfilerde, kadinlarin hala “cam tavan” olarak da adlandirilan bir kisitlamaya maruz kaldigini söyleyebiliriz. Hem evdeki rollerini yerine getirmeye çalisan, hem de is yasaminda haksiz bir muameleye maruz kalan kadinlar, oldukça zorlayici bir süreç yasayabiliyor”

1 SAAT BILE OLSA KADIN KENDINE VAKIT AYIRMALI

Kadinlarin yogun ve stresli yasam kosullariyla bas etmesinde en önemli adimin, plan yapmak ve destek almak oldugunu belirten Sezer, “Kadinlara tavsiyem; sorumluluklar tasiyabileceginizden agirsa, bu sorumluluklari paylasabilmek önemli. Is yerinde birlikte çalistiginiz kisilerden, evde ise öncelikle esinizden, aile bireylerinizden, hatta varsa ve yaslari büyükse çocuklarinizdan destek istemekten çekinmeyin” diye konustu. Is ve ev yasami arasinda denge kurmanin bazen zor olabilecegini belirten Sezer, kadinlarin çogu zaman, bir tarafa yogunlastiklarinda, diger tarafi ihmal ettikleri için suçluluk duygusuna kapilabildiklerini dile getirdi. Mükemmeliyetçi bir kisilik yapisina sahip olan kadinlarin bu hisleri erkeklere göre daha yogun yasadiklarini belirten Sezer, bu noktada, yine çevreden destek istemenin önemine degindi. Stresli çalisma kosullariyla bas etmenin mümkün oldugunca kendine zaman ayirmaktan geçtigini söyleyen Sezer, “Bu günde 1 saat de olabilir, haftada 1-2 gün de. Ama o sürede, kadinin kendine iyi gelen seyleri yapabilmesi, bedenini ve ruhunu besleyebilmesi, bir anlamda sarj edebilmesi önemli” dedi.

BEKLENTILERINIZI YÜKSEK TUTMAYIN

Daha mutlu ve huzurlu bir yasamin kisinin hayatinin kontrolünün ne kadar elinde oldugu ile iliskisine deginen Sezer, “Yasamimizdaki görevlerimizi, rollerimizi, sorumluluklarimizi ne kadar yerine getirebiliyorsak, kendimizi o kadar kontrolde hissediyoruz. Üzerinde durulmasi gereken bir diger nokta da, kendimizden gerçekçi beklentilerimiz olmasi” diye konustu.