Kötü karnede anne babanin da payi var!

[eg24]

Karne dönemi özellikle notlari zayif olan ögrenciler ve ebeveynleri için kabusa dönüsebilir. Çocugun üzerindeki basari baskisi, ebeveynlerin hayal kirikligi daha büyük basarisizliklara zemin hazirlayabilir. KadiköySifa Atasehir Hastanesi Uzman Klinik Psikologu Merve Büyükkucak ögrenci ve ebeveynlerin sömestre tatilini nasil daha verimli geçirebileceklerini anlatiyor.

Günümüzde sömestre tatillerinin anlami hizla degismekte, çocuklar için bir dinlenme dönemi olarak algilanmaktan çok okul basarisini düzeltmek, sürekliligini saglamak ya da daha da arttirmak için bir firsat olarak görülmeye baslanmaktadir. Elbette ilk dönem akademik performansinda zayifliklar olan çocuklar adina bu süreci iyi degerlendirmek önemlidir; ancak ebeveynlerin unutmamasi gereken en önemli nokta ister basarili ister basarisiz olsun her çocugun dinlenme hakki oldugudur.

Sömestre tatilinin nasil geçecegi ister istemez çocugun bir önceki dönem performansindan ve ailelerin bu konuya verdikleri önemden etkilenmektedir. Zaten basarili olan çocuklara göre karnesinde zayiflar bulunan çocuklar ve aileleri için durum biraz daha zorludur. Böyle durumlarda çogunlukla verilen tepkiler çocuga kizma, çocugu elestirme ya da tehdit etme seklinde olmaktadir.

Notlardaki basarisizlikta ebeveynlerin de payi var!

Burada unutulan nokta aslinda hemen hemen her çocugun karnesinde zayif getirmekle ilgili endise ve üzüntü yasadigidir. Bu nedenle aileler çok fark etmeseler de basarisizliklari ile ilgili tehditler aslinda onlari içten içe daha da gerer. Hatta birçok durumda çocuklarda yogun bir cezalandirilma korkusu ile kendilerine zarar vermeye kadar gidebilecek davranislar görülebilir. Oysa yapilmasi gereken, karnedeki düsük notlarin nedenlerinin sadece çocugun sorumlulugu olarak degil anne ve babanin bu sürecin bir parçasi oldugu gerçegiyle durumun degerlendirilmesidir. Bu degerlendirmeyi yapmak çok hassas bir dengeyi beraberinde getirir; zira basariya odakli bir ebeveynlik tarzinin kosulsuz olmasi beklenen anne, baba ve çocuk arasindaki sevgi ve ilginin bir kosula bagli oldugu izlenimini yaratabilme ve çocuklarin kendilerini sadece bir performanstan ibaret görme tehlikeleri kaçinilmazdir.

Öncelikle dönem basarisi degerlendirilirken çocugun basarisini ve ders çalismasini engelleyebilecek dikkat eksikligi, aile içi yasanan zorlu bir durum, degisiklik ve bununla baglantili duygusal bir zorlanma (ör: bosanma, ölüm vb.), ögrenme güçlügü, performans kaygisi ya da davranis problemleri olup olmadigi göz önünde bulundurulmalidir. Tüm bunlar çocugun zihinsel islevlerini ve dolayisiyla akademik performanslarini büyük oranda etkileyen durumlardir. Bunlar yoksa anne ve babanin degerlendirmesi gereken önemli bir nokta okul seçiminin çocugun kapasitesine uygun olup olmadigi ve kendi beklentilerinin çocugun gerçek kapasitesine ne denli uygun oldugudur.

Çogunlukla ailelerin akademik performans söz konusu oldugunda çocuklarindan daha çok endiselendiklerini görüyoruz. Okul basarisi çocuklarin sorumlulugundan çikip ailelerin sahiplendigi bir mesele haline geldikçe çocuklara bu sorumlulugu almak adina bir alan kalmasini ve bu sorumlulugu ögrenmelerini beklemek yanlis olur. Bu durum çocuklarin akademik basariyi aileleri için ulasilmasi gereken bir nokta olarak algilamalarina sebep olurken, her türlü duygularini ailelerine yansitabilecekleri bir alan haline de gelebilir. Bu nedenle dönem boyunca ebeveynlerin çocuklarinin ders çalismalari konusunda sürdürdükleri tutumlarin farkinda olmalari önemlidir. Ebeveynlerin geriye dönüp dönem içerisinde çocuklarinin zorlandiklari noktalari fark edip etmediklerini ve bu konuda herhangi bir sey yapip yapmadiklarini, ders çalisma konusunda onlara ne kadar sorumluluk verdiklerini gözden geçirmeli gerekir.

Çocugunuzun zorlandigi konulari birlikte belirleyin!

Çocukla yapilan degerlendirmede ise amaç öncelikle basariyi arttirmak degil önceki dönemi gözden geçirmek yönünde olmalidir. Çocugun bir önceki dönem zorlandigi konular, alanlar belirlenip tatil süresince gün içerisinde belirli bir süre onlara birlikte egilmek iyi olur. Hangi alanlarda basarili oldugunu saptamak çocugun güçlü yönlerini de vurgulamak özgüvenini arttirmak açisindan önemlidir. Bu dönem, geride kalan süreçle birlikte çocugunuzu anlama ve bundan sonrasi için yapilacaklari degerlendirme ile geçmelidir. Ebeveynler olarak birlikte soruna egilmek ve çözümü bulabilmek adina ona yardim etmek, kizmak ya da tehdit etmekten çok daha verimli sonuçlar dogurur. Buna göre, çocugun biraz dinlenmesine firsat verildikten sonra çalisma saatlerini belirleyici bir program yapmak ve gerekirse özel ders takviyesi planlamak uygun olacaktir.

Sözel ödüller somut hediyelerden daha kiymetlidir!

Bunlarin yani sira, çocugun bir önceki dönem basarisindan bagimsiz olarak dinlenme ve keyifli bir tatil geçirme hakki da elinden alinmamali ve ona zevk veren faaliyetlere ve anne - babalari ile birlikte geçirecekleri kaliteli zamanlara da alan taninmalidir. Tatilde ev içerisinde uygulanan kurallar tamamen rafa kalkmamalidir; aksi takdirde bu durum çocugun yeniden okul dönemindeki kurallara adapte olmasini zorlastirabilir. Tatil olmasi sebebiyle bilgisayar ve televizyonun sinirsiz kullanimi ya da uyku ve yemek rutinlerinin tamamen degismesi uygun olmasa da çesitli esneklikler saglanabilir. En kiymetli hediyenin sözel ödüller oldugu bilindiginden çocugun basarili oldugu alanlar ya da iyi bir karne mutlaka takdir edilmelidir. Bu takdiri çok da abartmamak önemlidir; zira notlara verilen önem ne denli büyük olursa çocugun ögrenmeye dair heves ve meraki geri planda kalabilir ve tüm amaci anne ve babanin onayini almak olabilir.

Unutmayin ki notlarin her zaman telafisi mümkündür. Önemli olan zorlandigi noktalarda ve basarisiz oldugu anlarda dahi çocuklarinizin her zaman yaninda olacaginizi, onlarin her kosulda sizin için degerli oldugunu ve onlara yardim etmek üzere destek olacaginizi hissettirebilmenizdir. Anne babaligin belki de en zor sinavi kosulsuz sevebilmek ve bunu hissettirebilmektir.