Go Back   KeyifVakti.NET > Genel Forum, Genel Bölümler > Turizm, Gezi ve Seyahat
Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
Seçenekler Arama Stil
Alt 24 Mart 2015, 18:08   #1
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 07 Şubat 2015
Mesajlar: 6,001
Standart Lizbon rehberi

Benim gibi çiçeği burnunda mimarları ve tasarım öğrencilerini buluşturan bir etkinlik nedeniyle iki haftalığına Portekiz’deydik. Önce Lizbon’u ardından Porto’yu keşfettik. Hazırsanız Lizbon turu başlıyor!






3F'nin; Fado, Fiesta ve Futbol'un yurdundan bildiriyorum. Avrupa’nın en batısından, eski dünyanın sonu olarak bilinen yerden, Vasco da Gama ve Magellan ile tarihin seyrini değiştiren ülkeden, Jose Saramago ve Fernando Pessoa gibi iki edebiyat devinin vatanından, Portekiz’den yazıyorum.

LİZBON

Yedi tepesi, Haliç’i andıran Rio Tejo’su ve bizim boğazdakilere benzeyen köprüsü nedeniyle İstanbul’u andırdığını söylerler Lizbon’un. Aynı fikirde olduğumu söyleyemem. Zira 25 Nisan köprüsü İstanbul’dakinden çok San Francisco’dakine benzer, hatta aynısıdır. Karşı kıyıda görülen kollarını açmış İsa heykeli de Rio’dakinin aynısı. Mimari açıdan handikaplı başladık ama birkaç taklit yapı var diye kötüleyecek değiliz güzelim Lizbon’u, diğer Avrupa şehirleri gibi eski kentin aynen korunduğu, güneşli, sakin ve keyifli bir başkent burası.
Lizbon, Avrupa’nın ana turistik noktalarından biri olmadığı için çok fazla turist kalabalığı olmuyor sokaklarda. Zaten öyle Eyfel ya da Kolezyum gibi tek başına önemli bir ‘landmark’ı da yok. Evet, birkaç büyük gotik katedral burada da var ama önceden başka Avrupa şehirlerinde benzer yerleri yeterince gezdiyseniz Lizbon’dakiler fazla ilginç bir deneyim vadetmiyor. Kolayca bulabileceğiniz rehber kitaplar ya da Lizbon broşürlerindeki ‘görülmesi gereken yerler’i sıradan takip edebilirsiniz tabii. Benim önerim ise Alfama ve Graça sokaklarında kaybolmak, akşam Fado dinlemek, Barrio Alto’da bir şeyler içmek, hafta sonu okyanusa gitmek ve bu sırada Lizbon’da geçen bir romanı okumak.





NERELERİ GEZELİM ?

Şehrin merkezindeki Comercio meydanı, depremle yıkılmadan önce büyük sarayın bulunduğu yermiş. Şehirden Rio Tejo nehrine açılan bir meydan bu. Meydandan içeriye doğru girerken çatısına da çıkabileceğiniz dev bir kemerden (Arco da Rua Agusta) geçiyoruz. Rua Augusta araç trafiğine kapalı, Lizbon’un ana alışveriş caddesi. Klişe bir örnek ama, Lizbon’un İstiklal Caddesi diyebiliriz. Sokak sanatçıları, turistik hediyelik eşya dükkanları ve uluslararası zincir mağazaları bulabilirsiniz. İlginç bir şekilde sokaklarda Amsterdam’ı aratmayacak kadar uyuşturucu satıcısı var. Bir anda yanınızda belirip ellerindeki ufak paketleri satmaya çalışıyorlar. Baştan tedirgin edici gözükse de sonradan öğrendiğime göre sattıkları madde ve miktar Portekiz’de yasalmış. Rua Agusto’ya girdikten sonra sağda MUDE yani Tasarım ve Moda Müzesi’ni görüyoruz. Giriş katında 20. yüzyılın sanat ve moda tarihi dersi niteliğindeki kalıcı koleksiyon var. Üst katlarda ise süreli sergiler oluyor. Üstelik giriş ücretsiz! Tam puan verdim buraya.





Cadde boyunca yürümeye devam edersek Lizbon’un simgesi sarı tramvayların geçtiği caddeye geliyoruz. Hemen 28 nolu tramvaya atlayıp Graça’ya doğru yola çıkalım. Bu tramvay şehrin en keyifli yerlerinden geçiyor, city sightseeing otobüsü gibi kullanılabilir. Önce Alfama denilen Lizbon’un en eski mahallesinden geçiyoruz. Bu mahalleyi yürüyerek gezmek şart çünkü ne otomobillerin ne de tramvayın girdiği labirentvari dar sokaklarını keşfetmek gerekiyor. Alfama sokakları acılı Fado şarkılarının doğduğu yer olduğu için burada bir akşam Fado dinlenmeli. Çoğu Fado mekanı sadece turistler için var olsa da içlerinde çok turistik olmayan bir tane var: Mesa de Frades. Alfama’da bir de Fado müzesi bulunuyor. Meraklıları Fado’nun kraliçesi Amalia Rodrigues’i google’layarak şarkılarını dinleyebilir. Sokaklardaki kafelerde bira içen insanların önünde tabak dolusu sümüklüböcek görürseniz şaşırmayın. Bildiğimiz kara sümüklüböceklerini meze niyetine –kabukların içini emmek suretiyle- yiyorlar, adına da Caracois diyorlar.


Tramvay hattı üzerindeki Largo Das Portas Do Sol meydanında güzel manzaralı bir teras var. Burada bir kahve molası iyi gider. Kahveden sonra Sao Jorge kalesine tırmanabiliriz. Şehrin yedi tepesinden en yükseğindeki kaleye sırf manzarası için çıkmak gerek. Akşamüstü güzel fotoğraflar çekilebilir.





28 nolu tramvayla devam ettiğimizi varsayarsak Alfama’dan sonra Graça’ya geliriz. Burası da Alfama’ya benzer eski bir mahalle. Parçası olduğumuz etkinlik nedeniyle iki hafta boyunca Graça’da yaşadık. Mahallenin insanlarıyla tanıştık. Yarı Graçalı sayıyorum hatta kendimi. ‘Miradouro’ yani manzaralı teras denilen iki harika yer var Graça’da. Miradouro da Senhora do Monte epey yüksek bir noktada ve kaledekinden de güzel bir görüş açısına sahip. Diğeri, yani Convento da Graça’da bir kafe hizmet veriyor. Her akşam gün batımında insanla doluyor ki biz de Graça’da yediğimiz her akşam yemeğinden sonra kahvemizi burada içtik.





Alfama ve Graça’da dolanırken atlamamanız gereken bir şey var: Azulejos, yani bina cephelerindeki el yapımı seramikler. Hemen hepsi orijinal, en az yüz yıllık geometrik desenli seramik karolar bunlar. Geometrik desenlerinin kökeni de Lizbon’daki iki yüz yıllık İslam hakimiyeti döneminden geliyor. Türkiye camilerindeki süslemelerle parallelikler keşfedebileceğiniz desenler var içlerinde. Meraklıları için Azulejos müzesi de var şehirde.
Lizbon’da bir ilginç müze daha var: Gulbenkian Müzesi. Gulbenkian İstanbul Üsküdar doğumlu bir Ermeni. Petrol Mühendisliği eğitimi alıyor ve Osmanlı’nın belli bölgelerinde petrol yataklarını bulan kişi. Aynı zamanda BP’nin kurucusu. Ancak zamanında Ermenilere yapılanlardan dolayı, Lizbon’a yerleşiyor ve kendisinin adını taşıyan Gulbenkian Vakfını kuruyor. 6000 parçalık nicelik ve maddi değer olarak epey zengin koleksiyonunu buradaki müzede sergiliyor.







BELEM


Yürüyerek gezilebilecek şehir merkezi bittikten sonra Comercio meydanından 15 numaralı tramvaya atlayıp Belem’e gidiyoruz. Suyun içinden yükselen UNESCO kültür mirası listesindeki Belem kulesini ve Keşif anıtını görüyoruz. Denize doğru yönelmiş görkemli anıtın en ucunda temsili kaşif, arkasında ise temsili bilim adamı, yazar, din adamı, asker, ressam gibi figürler var, anlamı ise, ‘medeniyet götürüyoruz’.

Belem Kültür Merkezi, Portekiz’in en büyük kapalı kültür alanı. İçindeki Berardo Çağdaş Sanat müzesi görülmeye değer. Kalıcı koleksiyonu ve süreli sergileriyle epey tatmin edici. Güzel de bir restoranı var.

UNESCO dünya mirası listesindeki diğer Belem yapısı geç gotik tarzındaki Dos Jeronimos Manastırı’nın inşaatında sömürgelerden gelen altınlar kullanılmış. Özellikle kilisenin içi epey ihtişamlı. Vasco da Gama’nın mezarı da manastırın içinde bulunuyor.

Portekiz’de her kafede, pastanede ya da restoranda görebileceğiniz bir tatlı var: Nata. Milföy içinde krema olan ve hafif yanık servis edilen güzel bir tatlı. Lizbon’da Nata yiyebileceğimiz en güzel yer Pasteis de Belem’miş, öyle diyorlar. Biz de sıraya girip sıcak tatlılarımızdan aldık.





EXPO 98 ALANI


Çağdaş mimariye ilgi duyanlar bir gününü Expo alanına ayırmalı. Trenle ya da metroyla Gare do Oriente’e geliyoruz. Santiago Calatrava’nın elinden çıkmış olan yapı size alışılmadık bir istasyon deneyimi sunuyor. Peronların üstünü örten katedral çatılarını andıran çelik yapı ve garın esas taşıyıcısı olan brüt betondan strüktür başlı başına bir sanat eseri gibi duruyor.

Gardan çıkıp tam karşıdaki Vasco da Gama alışveriş merkezinden geçerek EXPO alanına ulaşıyoruz. Ünlü Portekizli mimar Alvaro Siza’nın Porekiz Pavyonunun çatısı inanılmaz genişlikte bir alanı örtüyor. Atlantik Pavyonu, Bilim Merkezi, suyun ortasına inşa edilen Ocenarium, Vasco da Gama kulesi görülmesi gereken yerlerden. EXPO alanını baştan başa kat eden teleferiğe binilebilir. Bu arada Avrupa’nın en uzunu olan 17 km’lik Vasco da Gama köprüsü de burada bulunuyor.





PLAJLAR


Benim gibi daha önce okyanusta yüzmediyseniz, Lizbon bunun için güzel bir fırsat. Karşı yakadaki Caparica şehrin en popüler plajı ama sakin bir balıkçı kasabası olan Cascais’in küçük plajları da tercih edilebilir. Sörfe merakı olanlar için çok uygun dalgalar var. Tabi okyanus olduğu için bizim denizlerimize kıyasla suyun epey soğuk ve dalgalı olduğunu unutmayalım.






NE YİYELİM?


Portekiz mutfağını özetleyen iki kelime var: patates ve balık. Bacalhau dedikleri Türkçesinin Morina olduğunu öğrendiğim bir balık var, en çok onu yiyorlar. Patatesle bacalhaudan yapılmış birçok farklı yemekleri var. Bacalhau à Brás benim favorim. Zeytini ve zeytinyağını yemeklerinde bolca kullanıyorlar. Çok çeşitli ve lezzetli çorbaları var. Çoğunda patates kullanıyorlar ve epey doyurucu oluyor.

Sokaklarda bolca bulunan pastanelerde çeşitli tatlı ve tuzlu hamur işleri var. Natadan yukarıda bahsetmiştim zaten. Patates ve balık etinden yapılan ‘balık keki’ oldukça güzel. Balık etli ve karidesli poğaçalar da güzel.
Meze olarak yemekten önce keçi peyniri ve zeytin geliyor. Peynirleri şahane. Sümüklüböceklerden yukarıda bahsetmiştim, cesareti olan deneyebilir.

Superbock ve Sagres diye iki tür biraları var, Sagres daha iyi. En çok içtikleri kahve ‘bica’ ise bildiğimiz espresso.
NEREDE İÇELİM?

Lizbon’da gece hayatı denilince gitmeniz gereken yer: Barrio Alto. Dar sokaklarındaki masalarda yemek yedikten sonra etraftaki barlardan birine girip bir şeyler içebilir, bir diğerine gidip dans edebilirsiniz. Karşılıklı barların ve gece kulüplerinin sıralandığı Rua Nova do Carvalho epey popüler bir cadde. Kaliteli müzikle dans etmek isteyenlere önerim: Music Box.
Clube Ferroviaro yani demiryolu kulübü adlı barın manzaralı terası harika. Dans etmekten yorulduysanız şezlonga uzanabilirsiniz. Kokteylleri güzel.
Gündüz gezmekten yorulunca şık tasarımlı bir kafede bir şeyler içelim diyenlere de Alfama’daki Cafe Pois’i öneriyorum.
meltem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +4 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:53.


Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

spacer kocaeli escort bursa escort bursa escort bursa escort seks hikayeleri seks filmi izle etlik escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti rus escort çankaya escort etlik escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri gaziantep escort Canlı bahis siteleri escort escort escort travestileri travestileri Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com etlik escort etimesgut escort istanbul Escort istanbul Escort Acıbadem Escort Ataşehir Escort Bostancı Escort Göztepe Escort Kadıköy Escort Kartal Escort Kurtköy Escort Maltepe Escort sincan escort antalya rus escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan hurilerim.com Escort escort istanbul escort beylikdüzü escort ankara escort

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51