Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Mart 2015, 15:01   #1
eg24
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 01 Şubat 2015
Mesajlar: 6,382
Standart Okul basarisizligi kader degil!..

Uzman psikologlar aileleri uyardi:

Okul basarisizliginin nedenlerinin psikometrik incelemeler sonucu degerlendirilebilecegini belirten Psikolog Büke Yangin bunun da en kisa sürede sorunun kaynagini anlamaya ve çözüm yollari gelistirmeye yardimci olacagini söyledi.

Psikolog Tugçe Aytemiz ise okul basarisinda bilissel süreçler kadar psikolojik süreçlerin de önemli oldugunu vurguladi.

Okul basarisizligi, genel olarak bir ögrencinin kendi olanaklarini ya da bireysel kapasitelerini gerçeklestirememesi olarak tanimlanmaktadir. Baska bir deyisle, ögrencinin aldigi notlarin, sahip oldugu zihinsel kapasiteden daha düsük bir seviyeyi yansitmasi olarak da açiklanabilir.

Bakirköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastaliklari Hastanesi’nin (BRSHH) Uzman Psikologlarinda Büke Yangin, okul basarisizliginin nedenleri ya da okul basarisizliginin neden oldugu durumlarin çesitli psikolojik incelemeler yapilarak degerlendirilebilecegini söyledi. Bu degerlendirmenin en kisa sürede sorunun kaynagini anlamaya ve çözüm yollari gelistirmeye yardimci olacagini belirten Yangin, “Aileler ölçme-degerlendirmelerin, bu alanda uzman kisiler tarafindan yapilmasina özen göstermelidir” dedi. Degerlendirme sonuçlarinin tek basina yeterli olmadigini hatirlatan Yangin, basarisizliga yol açan etkenlerin ancak klinik psikolog ve/ya çocuk psikiyatristi tarafindan yapilacak muayene sonucunda netlesebilecegini, okul basarisizligi ile ilgili yapilacak test sonuçlarinin yol gösterici oldugunu ancak klinik degerlendirmesiz, tek basina yeterli olmadigini sözlerine ekledi.

Uzman Psikolog Büke Yangin, okul basarisizliginin nedenlerini anlamanin; basarisizligin bir kader olarak yasanmasinin önüne geçmek, çocugun, ebeveynlerinin ve egitimcilerin basarisizlik karsisinda yasadigi hayal kirikligi ve yetersizlik duygularini önlemek, çocugu daha iyi bir gelecege hazirlamak ve toplumsal ilerlemede devamlilik saglama açisindan önemli oldugunu vurguladi.

Okula hazir olus ile ilgili zorlugu oldugu düsünülen çocuklarin, egitim ve ögretim hayatina baslamadan önce kazanmis olmasi gereken çevresel ve zihinsel faktörler açisindan psikometrik incelemeler ile degerlendirilmesi gerektigini söyleyen Yangin, “Ancak bu degerlendirmeler ve çocuk-aile ile yapilan görüsmelerde edilen bilgiler dogrultusunda, ailelere çocuklarinin okula hazir olusu ile ilgili bilgilendirme/yönlendirme yapilabilir” dedi.

Okuldaki basarisinda çocugun kisisel özelliklerinin de etkisi bulundugunu ifade eden Yangin, söyle devam etti: “Zeka kapasitesinin beklenenin belirgin derecede altinda olmasi okul basarisizliginin kaynaklarindan biridir. Yapilan psikiyatrik ve psikometrik degerlendirmeler sonrasinda zihinsel kapasitenin beklenilenin belirgin derecede altinda olmasi durumunda, çocuk kapasitesi ile uyumlu olan bir egitim alabilmesi için gerekli birimlere yönlendirilmelidir.”

BRSHH Uzman Psikologlarindan Tugçe Aytemiz ise zeka kapasitesinin beklenen düzeyde olmasina ragmen, akademik alanda basarisizlik yasadigi için kliniklere basvuran çocuklarin da bulundugunu söyledi. Bu durumun sebepleri arasinda, çocugun dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu (DEHB) ve/ya özel ögrenme güçlügü (ÖÖG) yasiyor olmasinin sayilabilecegini ifade eden Aytemiz, “Dikkati sürdürmede zorluk, basit bir uyaran ile dikkatin kolay dagilmasi, yasina, sosyal ve kültürel özelliklerine oranla dikkatini yogunlastirmada güçlük çekme, beklenenden çok daha hareketli, aceleci, asiri konuskan olma gibi belirtilerin yer aldigi dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu, akademik alanda basarisizlik ve sosyal alanda güçlük yasamasina sebep olabilmektedir” diye aktardi.

Aytemiz, okul basarisinda bilissel süreçler kadar psikolojik süreçlerin de önemli oldugunu söyledi. Çocugun içinde bulundugu ruhsal süreçlerin zihinsel kapasitesine uygun bir performans göstermesine engel olabilecegini dile getiren Aytemiz, “Bununla birlikte diger kisisel özelliklerden kaynaklanan okul basarisizligi da bir süre sonra çocugun ruhsal süreçlerini etkileyebilmektedir” dedi.

Psikometrik incelemeler, en genel anlamda gelisim, zeka, dikkat, nörolojik ve projektif testler araciligiyla yapildigini belirten Aytemiz, sunlari kaydetti: “Bu testler, bireyin zeka düzeyi, zihinsel süreçleri, yetenekleri, tutum ve davranislari gibi özelliklerinin ölçülmesini saglayan, içinde bulunulan kültüre göre uyarlanmis, geçerli ve güvenilir ölçme araçlari olmalidir. Bilissel özelliklere yönelik yapilmis incelemeler çocugun zeka kapasitesi ve ayirici tanisi için bilgi saglamanin yani sira çocugun bilissel alanda gelistirilmesi ve desteklenmesi gereken alanlar hakkinda da bilgiler saglamaktadir. Güçlük çekilen bu alanlarin gelistirilebilmesi ve desteklenebilmesi için izlenecek yollar, uygulanacak yöntem ve teknikler, çocuga özel bireysellestirilmis egitim programi psikometrik incelemelerin bize sagladigi bilgiler araciligiyla olusturulur. Ancak yasanan sikintinin kaynagi hakkinda bir karara varabilmek için testlerin tek basina yeterli olmadigi unutulmamalidir. Test sonuçlarinin çocuga özel planlanmasi gereken süreçte, aile ve çocukla birlikte yol alinacak yol için tedavi ekibine isik tutacagi düsünülmeli, okul basarisizligini asmak için okul, aile, egitimciler ve tedavi ekibinin uyumlu çalismasinin en önemli etken oldugu akilda tutulmalidir”
eg24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla