St. Petersburg’a bir nevi kanallar şehri de denilebilir.
Geniş caddeler, bulvarlar ve kö
prülerden oluşan şehir yani St. Petersburg. Burası
Rusya’nın ikinci, Avrupa’nın ise dördüncü büyük şehri. Şehir 42 ada üzerine kurulmuş. Vakti zamanında sulak ve bataklık olan bu toprakları ıslah etmek için ciddi uğraşlar verilmiş, taş ustaları ve mahkumlar buralarda zorla çalıştırılmış.
Güzel mimarisinin yanında burası aynı zamanda önemli bir müze kenti olmasıyla da tanınıyor. Ve bunlara ek olarak kışın çok soğuk derecelerde dahi su donmuyor buzlanma ve çamurlanma olmuyor. Yani gideceğiniz mevsim ne olursa olsun rahatlıkla buralarda dolaşabilir şehrin tadına varabilirsiniz.
Biraz tarihini bilmeden bir şehir tamamlanmış sayılmaz.
St. Petersburg 2. Dünya Savaşı’nda Hitler tarafından kuşatılmış, bu kuşatma tam 900 gün sürmüş. Şehrin %35’i bombalanma sonucunda tamamen yıkılmış. Kuşatma pek çok dramatik olaya neden olmuş. Su ve yiyecek bulamayan halk fareleri yemiş. Açlık ve salgın hastalık sonucu 1 milyon insan hayatını kaybetmiş. Kenti eski haline getirmek tam 30 yıl sürmüş.