Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Haziran 2021, 05:05   #1
admin
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 25 Ocak 2015
Mesajlar: 2,710
Standart Mehmet Akif Alakurt

Fatih Sultan Mehmet'in öyküsü...


II. Murad'ın dördüncü oğlu olarak 1432'de Edirne'de doğdu. Annesi Hüma Hatun'un gayrimüslim bir köle olduğu söylenir.


Şehzadeliğinde aldığı eğitim, ona Doğu ve Batı kültürünü harmanlama fırsatı verdi.


Hocaları arasında Osmanlı'nın ileri gelen alimlerinden Molla Gürani'nin yanı sıra Anconalı Ciriaco gibi Batılı isimler de vardı.


Osmanlıca'nın yanı sıra Arapça, Farsça, Latince, Yunanca, Slavca ve İtalyanca biliyordu.


İlk kez 12 yaşında çıktı. Ancak Osmanlı topraklarını Haçlılar'a karşı savunacak tecrübeden yoksun olduğu için koltuğunu babası II. Murad'a devretti. Varna Savaşı'ndan sonra da bırakıp Manisa'ya çekildi.


Yedi yıl padişahlığa hazırlanan II. Mehmed, babasının ölümünden sonra ikinci kez tahta çıktığında 19 yaşındaydı.


Bizans İmparatorluğu'nun elindeki "kutlu" şehir İstanbul'u almaya kararlıydı. Anadoluhisarı'nı tamir ettirirken Rumelihisarı'nı yaptıran II. Mehmed, hemen sonra şehrin kapılarını ördürerek Bizans İmparatorluğu'na savaş ilân etti.


Padişahlığının ikinci yılında, 21 yaşında, 1453'te İstanbul'u alarak bir çağı bitirip bir başka çağı başlattı. "Fatih Sultan Mehmed" oldu.


Şehzadeliğinden itibaren sanatla iç içe olan, musikiyle yakından ilgilenen, seferlerden âlim ve sanatkârlarla döndüğü rivayet edilen Fatih Sultan Mehmed'in, himayesindeki âlim ve şairlerle haftada iki kez sohbet ettiği bilinir.


"Avnî" mahlasıyla şiirler yazan Fatih Sultan Mehmed, divanı olan az sayıdaki padişahtan biridir.


"Avni Divanı" ilk defa 1904 yılında Berlin'de basıldı. Kahramanlıklarını dizelerine konu etmeyen Fatih Sultan Mehmed, dönemin geleneğine uyum sağlayarak şiirlerinde ölüm karşısındaki çaresizlikten, gerçek dost bulmanın zorluğundan, anlaşılamamaktan, dünyevi zevklerin geçiciliğinden, aşktan, ayrılıktan ve elbette güzellerin eziyetlerinden bahsetti. Gülbahar Hatun'a gazeller yazdı.


Divan geleneğine uyan şair Fatih Sultan Mehmed'in dizelerinde şaraba övgüler yer alır.


Bağlamaz Firdevs'e gönlini Galata'yı gören Servi anmaz anda ol servi dilarayı gören (Galata'yı gören, gönlünü cennetin en gizemli bahçesine bile bağlamaz Gönül güzeli bir sevgiliyi Galata'nın kendisinde gören, anmaz bir daha selvi boylu bir başka sevgiliyi)


Bir frengi şivelu İsa'yı gördüm anda kimLebleri dirisidür diridi İsa'yı gören(Galata'nın kimliğinde bir Hıristiyan dilli İsa gördüm kiDudakları kutsal bir tapınak olur, İsa'nın insanlık dünyasını gören)


Akl - ü fehmin din - ü imanın nice zapt eylesünKafir olur hey müsemmanlar o tersayı gören (Dinle imanın akıl ve anlayışını sıkı tutmak gerekirYoksa ey Müslümanlar, o kiliseyi gören olabilir kafir hemen)


Kevseri anmaz ol içdügi mey-i nabi içenMescide varmaz o vardugi kilisayı gören(Galata'nın içtiği katıksız şarabı içen, cennetteki Kevser şarabını bile anmaz olurOrada karşılaştığı kiliseyi gören de bir daha gitmez mescide falan)


Bir frengi kafir oldugun bilürdi Avnî Belde zünnarini boynunda çelipayı gören(Avnî bilirdi senin bir kafir Hıristiyan olduğunuBelinde keşiş kuşağını, boynunda haçını gören)
admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla