Gönlümün Alışığı
Dem odur ki; gözlerim durmadan onu döker
Bilmez mi arasıra kulağımda mest sesler
Şu yâr dedikleri şey gam köşesini söker
Yüzüme yüzüme ney,sinemi delip besler
Bu nedir söyler misin canımın alışığı
Hâr gibi coşup yanan,cevahir kutusu mu
Şu zülfümü dağıtan bulutla ay ışığı
Derdimin devâsı mı,sevda damlayan su mu
Dün sabahki vakitte,gül bahçemi dolaştım
Elamân! büklüm büklüm eteğime yapışan
Aşıklara nâz eden bülbüllerle ağlaştım
Hangi fidanlar idi Fuzûli'ye karışan
Fuzûli üzme n'ola,yaralı gönülleri
Geceleri boş yere deli figân ederler
Zamanın sûretinde parça parça yelleri
Rüzgârların tozuyla ağıtları delerler
Lâkin dilde dolaşan çok hikâyemiz vardır
Bu gönül semâ eder gül devrinin zevkiyle
Bir mucizeyle âhı,cennet dağlara sardır
Damıtılmış kokunun inleyen pür şevkiyle
Nedim gibi inleyip feryâd etme ey bülbül
Aşklar senin lûtfunla neşelenir şenlenir
İster gönül evimiz,ister lâle,gül,sümbül
Vuslatımız aynıdır muhabbetle beslenir
Aşk gülşenimin nazı,canımın alışığı
Cümlem gül bahçesinin ortasında seninle
İrem bahçemin yâri, misk kokumun aşığı
Sinendeki elinle, cennetin kevseriyle
Bil ki bu nihâl âhdır,şu kızıl gönle inle
|