Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Ocak 2018, 22:29   #2
buse
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 06 Şubat 2015
Mesajlar: 7,475
Standart

K. B. L. güçleri majik karakterdedirler ve dünyanın dört ana tradisyonundan ortaya çıkmışlardır. Bunlar Tibet, Hind, Mısır ve Cermen tradisyonlarıdır ki hepsi de Şamballa ya da yeraltı Masonluğu (Free Masonry) olan beşinci tradisyon üzerinde kutuplandırılmışlardır.

Dünya yüzeyindeki dış temsilci ise "Vril'in Büyük Locası"dır.Robert Charroux, bu mezhebin inisiyatik iddiaları ile, hele politikası ile hiçbir şekilde aynı düşüncede değildir. "Vril'in Büyük Locası", hakikiliği şüpheli olan dokümanlara güvenmekte ve Charroux'un fikirlerine temelde aykırı düşen fikirler iddia etmektedir. Charroux, sadece bu öğreti kendisinin gerçek olduğuna inandığıyla kökten farklı olduğu için dahi olsa, yine de "Vril'in Büyük Locası"nın öğretisini gözler önüne sermeyi doğru bulmaktadır.
e-Aydınlık Irk ve Ortaya Çıkışı:

"Adının baş harfleri K.R.T.K.M. olan üç Dünya'nın Efendisi, Şamballa'da Tchun-Yung kozmik sinarşisini ya da Direkt Orta Yol'u oluşturan bir Yeşil Adamlar, Maj topluluğuna hükmetmektedir." Venüslü ataların neslinden gelen bu maj topluluğu, Zerdüşt ile Hz. Muhammed'in halefi olduklarını iddia etmektedirler. Görevleri, "Kara Taş'ın Âyini"ni yeniden canlandırmaktır.

K. B. L. ifadelerine göre Şamballa mabedinin tesisi, Lusifer devrinin 701, 969 yılına kadar dayanmaktadır. (Tabii, Lusifer adı burada "Işık getirici" anlamında kullanılmıştır.)

"Gelecek Buddha Batı'dan ve Kuzey'den çıkacak ve parmağında Cengiz Han'ın metal yüzüğünü taşıyan bu kişi, Hinduların Kalki-Avatar ya da Kundalini Avatar'ı olacaktır. Gelişi, Altın Çağ'ın geriye dönüşünü belirleyecektir. Mu ya da Tao-Ülkesi'nin yeniden canlanmasıyla çağdaş olan Aydınlık ırk'ın ortaya çıkışından önce gelecektir. " "Bu, hem Demir-Çağ'ın (Kali-Yuga) sonu, hem de jotün ile iblislerin (cacodaemons) dünyanın hükümet merkezlerinden dışarı atılması ve Atlantis'in karanlığından miras kalan 100, 000 yıllık kötü karmanın da temizlenmesi olacaktır." İnsanın bu fikirler ve görüşler labirentinde yolunu bulması zor olduğu gibi, "sarı adamlar kitlesince oynanacak rolün ne olduğunu kestirmek de kolay değildir.

Dahası, eğer inisiyasyon merkezi Himalayalar'daki Şamballa'daysa burasının, Kuzey'in "Büyük Beyaz Atalar" (Hyperborean) Locaları'nın ve ayrıca, çevresi duvarlarla çevrili olmadığı halde geçit vermeyen İngiltere'de ki bir yerin de rızaları ile seçilmiş olması gerekir.

Ezoterik cinsel maji üzerine çalışan Paul Greor'un da yeraltı insanları üzerinde söyleyeceği bazı şeyler vardır: "bunların, belirli olmayan nedenlerinde dolayı muazzam sunaklar inşa ettikleri ve dünyanın iç kısımlarında, dünyanın tüm ateş ve suyunun kökenini bulduğu ve içinde bütün volkanların lav akıntılarının indifa ettiği çekirdeğe inmek için tüneller kazdıkları söylenmektedir. Aşağıda, tüm evrenin loş temelleri arasında, Gizemli İnşaatçılar (Mysterious Builders) adı verilen bir insan topluluğunun yerleştiğine inanılmaktadır."

Tuhaf olan, spiritüalizmin beyaz majisine bağlı bir ideali benimseyeceklerini düşünemeyeceğimiz Teozofistler de Dünya'nın Efendisi olarak kabul ettikleri varlığın Asya'ya ait bir Şamballa'da yaşadığına inanmaktadırlar.

"Teazofi öğretmenleri'nin dediğine göre Venüs Senyörleri, dünyaya varır varmaz Büyük İnisiyasyon Locası'nı tesis etmişlerdir. Şimdiki ikametgâhları, sembolik olarak eski Şamballa adı ile anılmakta olan ve Gobi Çölü'nde bulunduğu söylenen bir astral kenttir. Dünya'nın Efendisi'nin idaresi altında bulunan bu kutsal şehir, inisiye olmayanlarca görülemez... Gizli mâbet olan bu yer, küremizin okült hükümetinin merkezidir. Üstatların ve dünyanın gizli arşivlerinin içinde güvence altında bulunduğu bu yeraltı ülkesinin destanı muhteşem bir realitedir."
f- Meru Dağı:

Ossendowski'nin Agarta'sı ve "Vril'in Büyük Locası" ile Teozofistler'in Şamballalar'ı bunlar aynı mıdır, yoksa muhtemelen birbirlerinin karşıtı olan farklı mabetler midir? İkinci şık daha ihtimal dahilinde görülmektedir. Swami Matkormano'ya göre, Asya'nın inisiyasyon merkezi Meru Dağı'dır ve burası Şamballa'nın bulunduğu yerdir. Hint teolojisinde burası, neslinden geldiklerini iddia ettikleri insanların üzerinde türetildiği dağdır. Tibet'in Lamalara ait kozmolojisi der ki:

"Meru Dağı yer kürenin merkezinde yükselmektedir. Zirvenin, kistial, azür, yakut ve altından oluşan dört kenarında cin (Demon) halkarı ile birlikte dünyanın dört kralı yaşamaktadır."Vril'in Büyük Locası"nın düşüncesine göre:

"Meru Dağı, Şamballa'nın merkezi ve aynı zamanda hem maddesel, bem de madde ötesi olan iki var oluş plânının kesişme noktasıdır."

Türkistan'da, jeofizik realitesi, bilinç-ötesi ya da duyu-dışı algılamaya ait olan bir geometrik şekil vardır. Bu şekil, bir tanesi tersine çevrilmiş iki adet piramitten oluşmaktadır. Yukarı bakan piramit Pamir Dağı ve aşağı bakan piramit de Meru Dağı olup bunlar, fizik-ötesi ve jeofizik düzlemleri temsil ederler. kesişme noktasında, hem Arîler, hem de sarı ırklarca kutsal sayılan ve üzerinde Dünya'nın Kralı'nın kalesi yükselen bir dağ, Meru zirvesi-mikrokozmos ile makrokozmosun göbek merkezi (omphalos) ) bulunmaktadır.

Bu merkezden dört ana pusula yönüne doğru dört adet yol uzanır; güneye doğru Sion kutbuna, batıya doğru Sale Gölü kutbuna, kuzeye doğru Thule kutbuna ve doğuya doğru Pamir kutbuna ki bu Himalaya uzantısı olup en uç noktası Darciling'dir (Darjeeling). Muazzam manyetik enerji odakları olan bu kutuplar, periyodik olarak, milletleri ve tarihlerini etkilerler… Meru zirvesinde, yeraltı dünyasının hükümran varlığının bir çeşit ikâmetgahı olan Glasburg adlı Elmas Saray yükselir. Saray'ın dört köşesinde, Mecusîlik'te Sessizlik Kuleleri denilen ve dünyasal kutuplarca üretilen manyetik enerjinin akümülatör pillerini çevreleyen kuleler vardır. Bu enerjiyi, değiştirilme (transmutation) işleminden geçirdikten sonra yıldızlar uzayımızın galaksilerine doğru saptırırlar. Böylece, Elmas Saray, evren için enerji merkezi olur…

Kuleler, "büyük sessizlik" denilen bir perdeye ulaşan ultrasonik titreşimlerden oluşmuş manyetik dünya dalgalarını alır ve naklederler. Bu "ağırlık" dalgaları, bölünemeyecek kadar küçük bir zaman dilimi sırasında kurşunda bulundukları gibi, Satürn'ün halkaları tarafından neşredilen ve her 14 yılda bir dünyayı etkisi altına alan manyetik fotonlarda da bulunurlar. Bunlar, A1 protonlarının türevleridir (dünyanın akkor halindeki merkezinin atom altı enerjisi.).

"Vril'in Büyük Locası", dünya üzerindeki hâkimiyetini "Vril" diye bilinen gücün kontrolü ile perçinleyeceğini ummaktadır. Bu gizemli güç, Butwer Lytton tarafından keşfedilmiş, daha doğrusu icat edilmiştir. "Vril'in Büyük Locası"na göre, Lytton'un "The Coming Race" ("Gelecek Irk") adlı bir romanında tanımladığı bu güç, "Vril-Ya" olacaktır.
g- Kozmik Bir Güç 'Vril':

İnsana tüm güçleri elde etme yeteneğini vereceğinden, Vril'in kontrolü başlı başına bir amaçtır. Buna ulaşmak için iki yol vardır. "Bilimsel Yol" kurşunda bulunan Proton A 1 partiküllerinin, Satürn'ün fotonsal manyetizminde ya da etkin bir yanardağdan fışkıran lavda hapsedilmek üzere kimyasal olarak tecrit edilmelerine dayanır. Wotan'ın ve bazı Alşimistlerin -simyacıların- izledikleri yol buydu. Erkek cinsiyet guddeleri, bu şekilde elde edilen radyasyonların etkisi altında tüm "Korlos" u etkin hale getirerek "ego"yu kendi fiziksel ağırlık merkezi içinde geçerli kıldırırlar. "Mistik yol" ise, yüksek düzeydeki majiden aktardığı bir ritüeli kullanır. Bu ritüel için gerekli olan unsurlar şunlardır: K harfinin ses titreşimleri, Satürn işareti, menekşe rengi, bir amatist, kurşun, eski İskandinav şiirleri (runes), K.B.L. üzerine merkezlenmiş bir Mandala ve zamanda sembolik bir geriye gidiş etkisini yaratan bir inisiyasyon sayılan "Ankh". Bu, Tutankhamon'un yeniden dirilişi, metapsikoz (metempsychosis) için gerekli olan yaşam kelimesidir. Luxor Kardeşliği'ne inisiye olan Bulwer Lytton Vril'i, hastalığı iyi eden, ama bir ölüm-ışını da neşredebilen bir tür maji yüzüğü olarak görmüştü. Bu enerjiyi kontrol edebilen herhangi bir kişi, depremler ya da yanardağı indifaları oluşturabildiği gibi, sönmüş yanardağları da etkin hale dönüştürebilir.

İnsanların, çok eski zamanlardan beri, Dünya'nın Efendileri olmayı ve tüm ulusları, hatta dünyayı bile yok etme gücünü ele geçirmeyi düşlemeleri çok tuhaf bir şeydir. Bu çeşit düşünceleri beyaz majiden sayabilir miyiz? Muhakkak ki hayır.

Büyücüler, bu çeşit güçlere sahip olduklarını iddia ede gelmişlerdir. Ancak, bu, hüsnükuruntudan öteye bir şey değildi. Modern bilim adamları sorunu çözümlediler: Nükleer Fizyon, kadim (eski) majinin araştırma ve arzu-hayallerinin cehennemî sonucudur.

Peki, bilim adamlarımızın çalışmaları beyaz maji midir?
Maalesef, hayır.

Bu yok edici buluşlara karşıt olarak, bunlardan farklı mizaçtaki kişiler, yeni bir Altın Çağ'ı kurmayı düşlemekte ve arzu-hayallerini, kara majisyenlerin hayallerini uzakta tutacak güçleri harekete geçirmek için kullanmaktadırlar. "Işık İnsanlığı"nın En Yüksek Efendileri, şüphesiz Agarta, Şamballa ya da Meru Dağı gibi adı olmayan görünmez yerlerde ve belki de Yüksek Yıldız'da düşünmekte ve çalışmaktadırlar.[1]
buse isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla