“
Lucid dream” terimi 1913 yılında Hollandalı yazar ve psikiyatrist Frederik Van Eeden tarafından “Hayallerin Bir Çalışması” adlı makalesinde hazırlandı. Bununla birlikte, antik çağdan beri lucid dream bilinmekte ve uygulanmaktadır. Eski Hint usulü yoga nidrası ve rüya yogasının Tibet pratiğinin bir parçasıdır. Elektroensefalogramlar (EEG’ler), Hızlı Göz Hareketi (REM) uyku durumu sırasında başlı başına rüya göründüğüne işaret eder, ancak beynin farklı kısımları normal bir rüya gördüğünü zanneder. Açık düşlerin şüphecileri, bu algıların bir uyku aşamasından ziyade kısa bir uyanıklık döneminde gerçekleştiğine inanmaktadır. Nasıl çalıştıklarına bakılmaksızın ve gerçekten “rüya” oldukları halde, lucid dream yaşayan insanlar rüyalarını gözlemleyebilir, uyanık dünyayı hatırlarlar ve bazen rüyanın yönünü kontrol edebilirler.
Lucid Dream’in Avantaj ve Dezavantajları Lucid dream yaşamak için mükemmel nedenler vardır. Fakat bir o kadar da tehlikeli yanları vardır. Bazı insanlar lucid dreami korkutucu buluyorlar. Aslına bakılırsa lucid dream görme kabus sayısını ve şiddetini azaltmada başarılı olabilir. Bazı durumlarda, kabusları kontrol edebilir ve değiştirebilirsiniz. Başkaları, bir kabusu gözlemlemekten ve gerçekliği uyandırmadığını fark ederek yararlanırlar.
Çılgın rüyalar bir ilham kaynağı olabilir veya bir sorunu çözmenin bir yolunu gösterebilir. Berrak bir rüyanın hatırlanması bir bestecinin bir rüyadan bir şarkıyı hatırlamasına ya da bir rüya matematikçiye denklemi hatırlamasına yardımcı olur. Temel olarak, lucid dream, hayalpereste bilinci ve bilinçaltındaki zihni birbirine bağlamanın bir yolunu sunar.
Eğer bir rüyayı kontrol edebiliyorsan, uyuyan dünya senin için oyun alanına dönüşür. Tüm fizik kuralları kalkar ve rüyan senin isteklerin doğrultusunda şekillenir.