Kölelik, kaydedilen tarihin neredeyse tamamı için uygulanmış olsa da, Afrika köle ticaretinde yer alan çok sayıdaki şey, ihmal edilemeyecek bir miras bırakmıştır.
AFRİKA’DA KÖLELİK
Avrupalıların gelişinden önce köleliğin Sahra altı Afrika toplumlarında olup olmadığı kesin olarak bilinmiyordu.Kesin olan şu ki, Afrikalılar yüzyıllar boyunca, hem Sahra kökenli köle ticareti ile Müslümanlara, hem de Atlantik kökenli köle ticareti yoluyla Avrupalılara karşı sohbet köleliği de dahil olmak üzere çeşitli kölelik şekillerine maruz kalmışlardır.
İSLAM VE AFRİKA’DA KÖLELİK
Kuran, köleliğe şu yaklaşımı öngörür: Bedensel insanlar köleleştirilemez ve yabancı dinlere sadık olanlar korumalı kişiler olarak yaşayabilir. Bununla birlikte, İslam İmparatorluğu’nun Afrika üzerinden yayılması, yasanın daha sert bir şekilde yorumlanmasına yol açtı ve İslam İmparatorluğu sınırlarının dışındaki insanlar kabul edilebilir bir köle kaynağı olarak değerlendirildi.
KÖLE TİCARETİNİN BAŞLANGICI
Portekiz, 1430’lu yıllarda Atlantik kıyı şeridine doğru yola çıktığında bir şeyle ilgilendi: altın.
Bununla birlikte, 1500’e kadar Afrika’da zaten 81.000 Afrikalıyı Avrupa’ya, Atlantik adalarına ve Afrika’da Müslüman tüccarlara sattılar.
São Tomé , Atlantik kıyılarında kölelerin ihracında ana liman olarak düşünülür, ancak bu hikayenin yalnızca bir parçasıdır.
GÜNEY AFRİKA’DA KÖLELİK
Güney Afrika’daki köleliğin, Amerika’ya ve Uzak Doğu’daki Avrupa kolonilerine kıyasla hafif olduğu, popüler bir yanlış konsepttir. Bu öyle değil ve belirtilen cezalar çok sert olabilir. 1680’den 1795’e kadar her ay Cape Town’da ortalama bir köle idam edildi ve çürüyen ceset kasabanın etrafında başka köle caydırıcı bir varlık olarak asılacaktı.