eg24

Anne olmak ve bebegini kucagina almak her anne adayinin sabirsizlikla bekledigi bir andir. Ancak anne adaylari dogum ile ilgili bir takim süpheler ve korkular yasarlar. Anne adaylarini normal dogum ile ilgili bilgilendiren Özel Medline Aydin Hastanesi’nden Dr. Kamil Kurt, normal dogumun bir annenin yasayabilecegi en güzel mucize oldugunu da ekliyor.

Tamamen fizyolojik bir süreç olan normal dogum; gebeligin 38-42 haftalari arasinda kendiliginden baslayan sancilar ile basi önde olan bebegin kendisine ve annesine zarar vermeden vagina yoluyla anne bedeninden ayrilmasidir. Vaginal dogumlarin yüzde 96’si bas gelis ile olmaktadir. Bas gelis disindaki tüm gelisler normal dogum degildir.

Anne normal dogum sonrasi birkaç saat içinde günlük aktivitelerine baslayabilir, istedigi her seyi yiyebilir, bebeginin bakimlarini yapabilir ve bebegini emzirebilir. Annenin anatomisine daha saygili ve daha az travmatik bir islem olan normal dogumda hastanede kalis süreci daha kisadir. Dogum sonrasi iyilesme süreci ve normal yasama baslama süreci kisa oldugu için normal dogum daha ekonomiktir. Anne rahminin kasilmasini saglayan oksitosin hormonu anne sütünün gelmesini kolaylastirir. Normal dogum bebek açisindan da avantajlidir. Anne karninda su içinde yüzen bebegin akcigerleri su ile doludur. Normal dogum sirasinda sikisip büzülen bebegin akcigerleri içindeki siviyi disari atarak soluk alip vermeye hazirlikli olur. Anne ve bebek arasindaki duygusal bag daha kisa sürede olusur.

Normal dogum ile ilgili anneleri korkutan en büyük sebeplerin basinda; anne adaylarinin bilgi eksikligi ve anlatilan abartili dogum hikâyeleri yer alir. Bunun yani sira normal dogumun da bir takim dezavantajlari vardir. Bunlardan en biri; önceden dogum tarihini ve zamanini ayarlayamamaktir. Dogum her hangi bir gün günün herhangi bir saatinde baslayabilir. Ya dogumum basladiginda profesyonel yardim alamazsam endisesi anne adaylarini korkutur ve sezaryen ile doguma yöneltir. Bu sorun günün herhangi bir saatinde ulasabilecegi profesyonel yardim garantisi verilerek asilabilir. Ikinci önemli neden ise anne adaylarina anlatilan abartili dogum sancilaridir. Günümüzde analjezi alaninda gelisen ilerlemeler ve epidural anestezi konusunda artan tecrübeler ile anne adaylari normal dogumun mucizevi tadini ve bebeklerinin essiz kokularini doyasiya yasarken dogumun nahos olan sanci ve agri duyusunu hissederler.

Sezaryen, annenin karin ön duvari ve rahim ön duvarinin kesilerek bebege ulasilmasi ve bu yolla bebegin anne vücudu disina alinmasidir. Sezaryen ile dogum bir alternatif dogum sekli degildir. Anne ve veya bebekle ilgili bir problemin varliginda dogumun bir an önce gerçeklesmesi için basvurulan bir acil dogum seklidir. Burada dikkat edilecek husus normal dogumun annenin sagligini tehlikeye atmasi ve bebegin dogum kanalindan geçisinin imkânsiz olmasi veya bebege zarar vermesidir. Son yillarda doktorlarin kendilerine olan güvenlerinin artmasi özellikle hastane ve ameliyathane kosullarinin iyilesmesi ve anestezi tekniklerindeki ilerleme belli bir tibbi sebep olmasa da anne adaylari normal dogum yerine sezaryenle dogumu tercih etmeye baslamislardir. Tibbi bir neden yokken yapilan sezaryen karari vermek kanaatimizce pek dogru yaklasim olmaz.

Sezaryen ile gerçeklesen dogum sonrasinda annenin hastanede kalis süresi ve ameliyat sonrasi iyilesme zamani uzar ve bu da maliyetin artmasina sebep olur. Ayni zamanda annenin iyilesme süreci uzun oldugu için bebegi ile ilgilenmesi ve onu emzirmesi de daha zor olur.

Bütün bu anlatilanlar göz önüne alindiginda gebeligin ilk gününden itibaren anne adaylari normal dogum hakkinda bilgilendirilmesi ve normal dogum için cesaretlendirilmeleri gerektigini belirten Özel Medline Aydin Hastanesi’nden Dr. Kamil Kurt, tibbi bir zorunluluk olmadigi sürece sezaryen ile dogumun tercih edilmemesi gerektigini de ifade ediyor.