eg24

Istatistikler, Türkiye’de 4 buçuk milyon engelli oldugunu söylüyor. Bu oran dikkate alindiginda Türkiye nüfusunun önemli bir kesimini engelli vatandaslarimiz olusturuyor. Her birinin engeli farkli olsa da iletisimde engelin ortadan kaldirilmasi için uzmanlar uyarilarda bulunuyor. Bir engelli ile iletisimin çok önemli oldugunun altini çizen Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, engelsiz iletisimin yolunun engeli görmemekten geçtigini vurguluyor.

Engelli insanlarla iletisimin günümüzde önemli oldugunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi Ögretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan, iletisim ile engellilerin toplumun onurlu bir üyesi haline getirilebilecegini kaydediyor. Engellilerin, engelli birey olarak görülmemesi gerektigini özellikle vurgulayan Özkan, onlari özgür birakmanin üzerlerindeki gerilimi azaltacagini da belirtiyor.

Özkan, engellilerle sicak ve dostane bir iletisimin mümkün olabilecegini dile getirirken, bunun için 3 adimin atilmasi gerektiginin altini çiziyor.

Karsimizdaki insanin davranislarini kendimizi sunma biçimimize göre ayarladigini ifade eden Özkan, baskalarinin bize nasil davranmasi gerektigini aslinda onlara kendimizin ögrettigini kaydediyor.

Biz rahat konustugumuz zaman karsimizdaki de kendini rahat hisseder ve kendini savunma ihtiyaci duymaz diyen Özkan, bu sekilde anlayis gösterdigimiz kisilerin her yönüyle bize açilmaya baslayacagini hatirlatiyor. Aradaki bagin bu sekilde güçlü kurulabilecegini dile getiren Özkan, sicak bir havada geçen konusmanin daha ikna edici olacagini da vurguluyor.

Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Özkan bu baglamda engellilerle sicak bir iliski kurmanin en kestirme yolunu üç adimda özetliyor.

Denk beden durusu ve denk hareketlerde bulunun!

Birbiriyle iyi anlasan insanlarin iletisim içinde olduklari zaman beden duruslariyla birbirine benzeme egilimindedir. Bu insanlar, benzer jest ve mimikleri de kullanirlar. Tamamen ayni sekilde oturur, sirtlarini benzer sekilde arkaya yaslar veya karsilarindaki kisiye uymak için baslarini bir yana yaslarlar. Bu sebeple engellilerle sicak bir iliski kurmak için, onlarin dünyasinda bulusmaliyiz. Engelli kisinin eli cebindeyse, biz de elinizi cebimize sokabiliriz. Karsimizdaki engellinin eliyle yaptigi bir hareketin aynisini, kisa bir müddet sonra biz de tekrarlayabiliriz. Kollarimizin ve bacaklarimizin durus ve hareketlerini engelliye insana uydurabiliriz.

Kisaca bu yolla fizyolojiler eslestirilir. Beden dilinin iletisimin % 55’ ini olusturdugunu unutmamaliyiz.

Sesinizi eslestirin!

Öncelikle konusma hizi denklestirilmelidir. Sesin yüksek veya alçak olusu, hizli veya yavas olusu, kelimelerin birbirinden uzak veya yakin olusu (ritmi), berrak mi yoksa kisik mi oldugu, ses tonlarinin hangi duygulari tasidigi, anlatim biçimi (bölgesel mi yoksa kendine özgü mü olusu) ve etkileyiciligi konusmanin önemli parçalarindandir. Iletisimin % 38’i nasil söyledigimize baglidir. Bu sebeple sicak iliski kurmak için, engellinin konusma hizina ayak uydurmaya çalismaliyiz. Nasil konusuyorsa biz de ayni sekilde konusmaliyiz. Yavas ve sakin konusuyorsa biz de yavas ve sakin, hizli konusuyorsa biz de hizli konusmaliyiz. Mevlana diyor ki “Ayni dili konusanlar degil, ayni duygulari paylasanlar iyi anlasirlar.”

Denk anahtar kelimeler seçin!

Engelli kisi, hangi kelime ve ifadeleri kullaniyorsa biz de ayni ifadeleri kullanmaliyiz. Ortalama bir iletisimde kelimelerin önemi % 7 ‘dir. Demek ki konusulan konu veya söylediklerimiz iletisimin küçük bir unsurudur. Bununla birlikte, bu unsuru çok iyi degerlendirmeliyiz.

Bu üç yolla uyum sagladigimiz zaman, engelli bizimle bütünlesir. Böylece sevgi ve ait olma duygusunu yasamis olur. Topluma uyum saglar. Kendini evindeymis gibi hisseder. Bu yol da engelliye ek mutluluk yolunu açar.