eg24

Felç tedavisinde refleks terapi

Birçogumuzun en büyük korkularindan biri günün birinde felç olmak ve ömür boyu yataga bagimli kalmak. Kimimizin adini söylemeye bile çekindigi felç yani inme, dikkatli bir tedavi süreciyle atlatilabiliyor.

Dr. Fizyoterapist Gamze Senbursa, beyni besleyen arterlerden birinin yirtilmasi veya tikanmasi sonucu ortaya çikan, tek taraf kol ve bacak kaslarinda güçsüzlük veya fonksiyon kaybina sebep olan felcin, Türkiye'de her yil tahmini 100 bin kisiyi etkiledigini söyledi.

Dünyada insani engelli hale getiren hastaliklar kategorisinde felcin birinci sirayi aldigini, ölümlü hastaliklarda ise ikinci sirada yer aldigini belirten Dr. Fizyoterapist Gamze Senbursa, çok uzun süren tedavi süreçlerinin de hastayi ve ailesini yiprattigini kaydetti.

HAREKETSIZLIK BILE FELÇ NEDENI

Felcin birden çok nedeninin bulunduguna dikkati çeken Dr. Fzt. Senbursa, korkudan akillara dahi getirilmek istenmeyen bu hastalik hakkinda su bilgileri verdi:

“Beyine giden kan damarlarinda olusan patolojik degisiklikler, travma, serebro vasküler hastaliklar, beyin ameliyatlarindan ve zehirlenmelerden sonra gelisebilecegi gibi, beyin tümörü, mikrobik hastaliklarda bu nörolojik tabloya neden olabilir. Yas, yüksek tansiyon, hareketsiz yasam, sismanlik, seker hastaligi, kalp ile alakali anomaliler, damar sertlesmesi, kolestrol, sigara, kahve, östrojen içeren ilaçlar risk faktörleri arasindadir.”

HER HASTADA FARKLI HASARLARA YOL AÇAR

Felcin her hastada farkli hasarlara yol açtigini vurgulayan Senbursa, erken teshis için dikkat edilmesi gereken belirtileri söyle siraladi:

“Afazi: Felç geçiren hastalarin dörtte birinde görülür. Hasta konusulani anlamada, konusmada ya da yazmada güçlük çeker.

Mental durum bozukluklari: Hastanin çevresindeki kisileri tanimasi, içinde bulundugu yer ve zamanin farkinda olmasi, dikkat, hafiza gibi fonksiyonlar.

Yutma güçlügü: Kati ve sivi gidalari alirken zorlanmak, gidalarin nefes borusuna kaçmasi.

Görme problemleri, denge bozukluklari: Otururken, ayakta dururken veya yürürken dengenin saglanamamasi.

Dokunma duyusu: Dokunma duyusu gibi bazi duyularda azalma veya kayiplar yasanir.

Mesane ve bagirsak: Mesane ve bagirsak fonksiyonlari bozulabilir.

Felç sonrasi: Uzun süreli yatak istirahatine bagli kondisyonsuzluk ve basi yarasi, enfeksiyon, damarsal problemler, kemik erimesi, genel agri, omuzda agri ve hareket kisitliligi, eklemlerde sertlik (kontraktür), kaslarda istenmeyen düzeyde kasilmalar (spastisite), epilepsi (sara hastaligi), depresyon gibi problemlerle siklikla karsilasilir.”

Tedavinin rehabilitasyon ekibi tarafindan yapilmasi gerektigini söyleyen Dr. Fzt. Senbursa, bu ekipte; beyin cerrahi, nörolog, fiziksel tip ve rehabilitasyon uzmani, fizyoterapistler, rehabilitasyon hemsiresi, ortez ve protez teknisyeni, is ve ugrasi terapistleri, sosyal danisman ve psikolog bulunmasi gerektigini kaydetti.

REFLEKS TERAPI

Yapilan ilaç tedavisinin, beyin kanamasi veya tikanmasi neticesinde beyin dokusuna verilen hasari bir an önce en aza indirmek, ilerlemesini önlemek ve beyin islevlerinin sürdürülmesini saglamak oldugunu anlatan Senbursa, hastaligin tedavisinde en uzun ve zor dönemin rehabilitasyon asamasi oldugunu söyledi.

Rehabilitasyonun amacinin hastalarin fiziksel, zihinsel ve toplumsal islevini en üst düzeye ulastirmak oldugunu ifade eden Senbursa, olabildigince erken baslatilmasi gereken çalismalarin fizyoterapist esliginde yapilmasinin önemine isaret etti.

Rehabilitasyon asamasinda eklem hareketleri, germe egzersizleri, kaslarin güçlendirilmesi ve denge egitimin önemli oldugunu ifade eden Senbursa, manuel olarak kaslara, eklemlere ve baglara yapilan mobilizasyon ve manuplasyon hareketlerinin özel uzmanlik gerektirmekle beraber hastada daha kisa sürede agri ve harekette rahatlama ile fonksiyonel seviyede ilerlemeye sebep oldugunu vurguladi.

Bu süreçte refleks terapinin önemine dikkati çeken Senbursa, felçli hastalarda refleks terapi uygulamalari hakkinda su bilgileri verdi:

Felç tedavisinde kullanilan refleks terapi doguya özgü meridyen teorisi, akapunktur noktalari, Güney Amerika yüz haritalari ve klinik nörolojiyi de içeren birçok sistemin kombine edilerek kullanildigi tedavi edici bir metottur. Bölgeler, meridyenler ve sinir sonlanmalari boyunca spesifik noktalara yapilan basinç nöro-biyolojik sistem ve merkezi sinir sistemini uyararak nörotransmitterler ve endorfin serbestlesmesini saglar. Ayrica bu haritalar vücutta fakli sistemler ile baglantili olan ve yüzde nörolojik yönden zengin olan bölgeler ile iliskilidir. Verilen uyarilar kas iskelet sistemi ve beyine giden sinirsel uyarilari arttirip kisinin iyilesme sürecini kisaltmada ciddi rol oynar.”