Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Mart 2015, 15:20   #1
eg24
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 01 Şubat 2015
Mesajlar: 6,382
Standart Diyabet’in dis ve dis eti hastaliklari Üzerindeki etkisi

Diyabet Dis Sagligini, Dis Sagligi Diyabeti Etkiliyor

Vücudun genel saglik durumunu önemli derecede etkileyen diyabet, agiz sagligini da olumsuz yönde etkiliyor. Dis Hekimi Ve Protez Uzmani Çagdas Kislaoglu’na göre; kontrolsüz diyabette tükürük yüksek seviyede seker içermekte ve bu da dis çürügüne sebep olmaktadir. Kontrol altindaki diyabette ise seker içeren gida alimi kisitlandiginda tükürükteki seker seviyesi düsmekte ve çürümeler azalmaktadir.

Diyabet ve diseti iliskisi

Dis etleri sagligi da diyabetik kontrol ile siki bir iliski halinde sürdürülmektedir. Yüksek kan sekeri seviyesinin kan damarlarinda büyüme ve kalinlasmaya daha kötüsü tikanmaya neden oldugu, bilinen bir gerçek. Bu rahatsizliklar, kan damarlarinin oksijen tasima ve metabolizma artiklarini uzaklastirma faaliyetlerini zayiflatarak, dokularin beslenmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum, dis etlerinin iltihaplanmaya karsi direncini düsürmekte ve iltihapli disetleri ile diyabeti kontrol altina almayi güçlestirmektedir.

Diyabet’in dislere ve disetlerine etkisi

Bazi bakteriler, seker olan ortamda daha hizli gelisiyor. Bu nedenledir ki, tükürügün yüksek seviyelerde seker içerdigi hastalarda dis eti iltihaplari siddetleniyor. Ayrica iltihap, kan seker seviyelerini yükselten önemli bir etken. Dis etlerinde iltihap engellenemediginde, oldugu yerde sinirli kalmayarak, dislerin etrafindaki alveol kemigini de yavas yavas eritiyor ve dislerin sallanmasina, dis eti iltihabinin siddetlenmesine, çigneme sirasinda agrilara ve sonunda dislerin kaybina yol açiyor. Bu süreç yasanirken hasta, agri ve dislerde sallanmanin yani sira, dis etlerinde kanama ve agizda kötü koku hissediyor. Bu süreçten kurtulmak için; diyabet kontrol altina alinmali ve iyi bir agiz bakimi saglanmalidir.

Diyabetik hastalarda agiz ve dis sagligi

Çagdas Kislaoglun’a göre,"Günümüzde diyabet hastaligi, bilinen komplikasyonlarin yani sira dis kaybi ile sonuçlanan dis eti hastaliklarina da yol açabilir. Bu nedenle diyabetiklerin agiz sagliginin yakindan takip edilmesi, düzenli araliklarla dis hekimi tarafindan degerlendirilmesi gerekmektedir. Varolan bir dis eti enfeksiyonunun da seker hastaliginin kontrolünü güçlestirecegi akildan çikarilmamalidir. Kontrol altinda olsun olmasin tüm diyabet hastalari, dis hekimi veya periodontist kontrolünden geçmeli ve takip edilmelidir."

Çagdas Kislaoglu tüm bireylerin, sabah ve aksam olmak üzere günde en az 2 kez yumusak bir dis firçasiyla dislerini 3′er dakika firçalamasinin önemini vurguluyor. “Ayrica disler firçalandiktan sonra dis ipi ile dislerin aralari temizlenmeli ve islem sonrasi agiz su ile çalkalanmali. Dis ipi, disler arasina yerlestirilirken dis etine fazla bastirilmamali. Eger daha önce hiç dis ipi kullanilmadiysa, kullanimdan sonraki ilk günlerde dis etlerinde agri hissedilebilir.

Diyabetli hastalar, tükürüklerindeki seker nedeniyle agizda mantar enfeksiyonlarina açiktir. Bu sorunun en basit sekli, dudaklarin birlesim yerinde çatlak ve kizariklar halinde kendisini belli etmektedir. Sigara kullanimi ve takilip çikartilabilen protezlerin bütün gün agizda tasinmasi, mantar gelisimini daha da hizlandirmaktadir.”

Diyabetik hastalarinin dis hekimine giderken yapmasi gerekenler

Diyabetli hastalar dis hekimine gitmeden bir gün önce mutlaka açlik kan sekeri seviyelerini ölçtürmeli ve bu bilgiyi dis hekimine bildirmelidir.

Kontrolsüz diyabette ve yüksek kan sekeri seviyesinde yara iyilesmesi geciktiginden, iltihaplanmalar siddetlenerek agriya sebep olabilir. Herhangi bir cerrahi müdahaleden önce hastanin kan sekeri seviyesinin 180 mg/dl’nin altinda olmasi gerektigini belirten Kislaoglu, bu seviyenin üzerinde olan hastalarda ancak acil enfeksiyon müdahalesi yapilmasi gerektigini belirterek bunun disindaki diger tüm tedavilerin kan sekeri seviyesi düsürülene kadar ertelenmesi gerektigini belirtti.

Ayrica diyabetli hastalara dis müdahalesi için en uygun zamanin kahvaltidan sonraki sabah saatleri oldugunu belirten Kislaoglu yapilan tedavinin, hastanin beslenme düzenini ve ilaç kullanim saatlerini aksatmamasi gerektigini vurguladi ve bazi genis cerrahi müdahalelerde, hastanin hekimi ile görüsülerek hem beslenmede hem de ilaçlarin dozunda degisiklik yapilabilecegini sözlerine ekledi.
eg24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla