eg24

Kadinlarin sosyal ve is hayatta daha aktif rol üstlenmeleri evlenme ve annelik yasinin daha geç yillara ertelenmesine neden olmaktadir. Bu durum günümüzde geçmise oranla üreme sagligi konusunda tedavi ihtiyaci duyan çift sayisinin artmasina neden olmaktadir. KadiköySifa Saglik Grubu Tüp Bebek Merkezi ekibinde görev yapan Op. Dr. Furkan Kayabasoglu ülkemizdeki tüm dogumlarin %2 - 3'ünün üreme sagligi tedavilerinin sonucu gelistiginini belirtti.

Dr. Kayabasoglu tüp bebek ile kanser arasindaki iliskinin sorulmasi üzerine “Kisirlik tedavisinde kullanilan ilaçlar siklikla vücuttaki bazi hormonlarin düzeylerini arttirarak etki göstermektedir. Kadin genital sistemi kanserlerin olusmasinda da bu hormonlarin etkisi bilindigi için teorik olarak bu ilaçlarin kanser riskini arttirabilir.” seklinde bilgi verdi ve son yillarda kisirlik ilaçlarinin kullaniminin rahim, yumurtalik ve meme kanseri üzerine etkilerini inceleyen birçok bilimsel arastirma yayinlanmasina ragmen, literatürün hala çeliskili veriler içerdigini ve kanserlerin bu ilaçlarla olan iliskilerinin bilimsel çalismalarla net olarak ortaya konulamadigini ifade etti.

Hiç hamile kalmamak ve dogum yapmamak da kanser riskini artiriyor!

Teorik olarak ilaç kullanimina bagli yükselen östrojen hormon seviyelerinin rahim, yumurtalik ve meme kanseri riskini arttirmasinin söz konusu oldugunu söyleyen Dr. Furkan Kayabasoglu, “Diger yandan hayati boyunca hamile kalmamak ve dogum yapmamak da bu kanserler için diger bir risk faktörüdür. Dolayisiyla ilaç tedavilerinin arttirdigi riskin, hamilelik ve dogum ile dengelendigi düsünülmektedir.” diye de ekledi. “Üstelik kadin genital kanserleri anlik yükselen östrojen hormonundan ziyade devamli yüksek seyreden ve diger hormon olan progesteron hormonu ile dengelenmeyen östrojen seviyeleri ile gelismektedir. Bu nedenle hayat içinde kisa bir süreyi kapsayan tüp bebek tedavilerinin bu riski ne kadar arttiracagi da diger bir soru isaretidir.” diyen Kayabasoglu, ailesinde meme ve yumurtalik kanseri açisindan yüksek risk bulunan kadinlarda tedavinin güvenirligi hakkinda ciddi kaygilarinin oldugu da özellikle belirtti.