Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Mart 2015, 18:22   #1
eg24
Senior Member
 
Üyelik tarihi: 01 Şubat 2015
Mesajlar: 6,382
Standart Asiri Sorumluluk Duygusu Obsesif Yapabilir!

Asiri sorumluluk duygusu nedeniyle sevdiklerine ya da çevresindeki kisilere zarar verecegi duygusuyla hareket eden, gününün büyük kismini bu korkuyu geçiren binlerce kisinin varligindan haberdar misiniz? Bu rahatsizlik takinti hastaliginin en kötü türlerinden biri olarak kabul edilirken, bu kisiler zaman zaman kendine de zarar verme davranisinda bulunabiliyor.

Asiri sorumluluk duygusu nedeniyle sevdiklerine ya da çevresindeki kisilere zarar verecegi duygusuyla hareket eden, gününün büyük kismini bu korkuyu geçiren binlerce kisinin varligindan haberdar misiniz? Bu rahatsizlik takinti hastaliginin en kötü türlerinden biri olarak kabul edilirken, bu kisiler zaman zaman kendine de zarar verme davranisinda bulunabiliyor.

Üsküdar Üniversitesi Ögretim Üyesi, Feneryolu Poliklinigi Psikiyatri Uzmani Yrd. Doç. Dr. Oguz Tan, obsesyon hastaliginin temelinde yatan asiri sorumluluk duygusu yüzünden sevdiklerine veya çevrelerindeki herhangi bir insana zarar verebilecegini düsünen kisilerin sayisinin hiç de azimsanmayacak oranda oldugunu belirtiyor.

Kimilerinin iradelerini kaybedip çevrelerindeki kisilere veya kendilerine zarar vermekten korktuklarini vurgulayan Tan, bu kisilerin; "Biçagi kapip kocama saplar miyim? Çocugumu tutup camdan asagi firlatir miyim? Su önümde otobüs bekleyen kisiyi caddeye iter miyim? Direksiyonu kirip arabayi kalabaligin üstüne sürer miyim? Kendimi camdan atar miyim? Su bir kutu ilaci bir çirpida yutar miyim?" gibi sorulara muhatap olduklarini, ruh dünyalarinin bu sorularla allak bullak oldugunu kaydediyor.

Saldirganlik takintilarinin, takinti hastaliginin en kötü türlerinden biri oldugunun altini çizen Yrd. Doç. Dr. Oguz Tan, bu insanlarin kendilerini bir cani, alçak bir katil, bir sapik gibi algiladiklarini söylüyor. Tan bir örnekle tabloyu ortaya koyuyor;

“Bir anne bebegini düsürme korkusuna kapiliyor, onu kucagina alamamaya basliyor, emzirirken ‘Fazla sikip kemiklerini kirarim’ endisesiyle öz yavrusunu bagrina basamaz oluyor.

Yakinlarini biçaklama korkusuyla her türlü sivri cisimden uzak duranlar, mutfaga kimseyi sokmayanlar, ailesinden ayri yemek yiyenler, çocugunu bes kat asagidaki zemine çakma endisesiyle, yilin en güzel gününde bile cami kapiyi simsiki kilitleyip oturanlar var. Freud, bir hastasinin sevdiklerine zarar verme korkusundan dolayi kendisini bir odaya kilitledigini, kimseyle görüsmedigini anlatir.

Birine zarar verecek en son insan bir obsesiftir

“Zaten bu hastaligin altinda yatan temel kisilik örüntüsü asiri sorumluluk duygusudur” diyen Tan, bu hastalarin zararsiz olduklarini söyle anlatiyor. “Ahlaki degerlere, kanunlara en bagli insanlar obsesiflerdir. Hatta 'anti- sosyal' kimselerin (eski tabirle psikopatlarin; yani sorumluluk duygusu gelismemis, baskalarina zarar vermekten aci duymayan, pisman olmayan, cinayet bile islese vicdani derinden sizlamayan sahislarin) beyinlerinde, takinti hastalarinin beyinlerindekinin tam tersi bulgulara rastlan Kendine zarar vermek de takintiya dönüsebilir.”

Kendisine zarar vermekten endise duyan takintililarin çektigi acinin baskalarina zarar vermekten korkanlarin duydugu aci kadar büyük olmadigini ifade eden Tan, kendine zarar verme takintilarina sahip en meshur kisinin Winston Churchill oldugunu kaydediyor.

“Churchill zaman zaman siddetli bir intihar etme istegi duyuyordu. Ancak bilindigi kadariyla takintilari hayatinda siddetli bir tahribat yaratmamisti. Ancak sik sik yersiz endiselere kapiliyor, ciddi sikinti çekiyordu. Tren beklerken demiryoluna yakin duramiyordu. Doktoruna 'Bir saniye kendimi kaybedip raylara atlarsam her sey sona erer' demisti. Istasyonlarda bir sütunun arkasinda durmayi (yani trenle arasinda bir sütun bulunmasini) tercih ediyordu. Kendini suya atma korkusu yüzünden, gemiyle seyahat etmeyi hiç sevmiyordu. Hatta balkona açilan odalardan da hiç mi hiç hoslanmiyordu Ingiliz basbakani.”
eg24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla